İran’da Deprem ve Siyasi Artçıları

İran’da Deprem ve Siyasi Artçıları
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

12 Kasım 2017 Pazar gecesi meydana gelen, merkez üssünün Irak’ın Süleymaniye ve Halepçe kentlerinin kesiştiği nokta olduğu belirtilen 7.3 büyüklüğündeki deprem Basra Körfezindeki ülkelerde de hissedildi. İran ise depremden en çok etkilenen ülkelerin başında geldi. Deprem soncunda ülkenin Kirmanşah vilayetinin merkez, Ser-i Pol-i Zihab ve Kasr-ı Şirin başta olmak üzere yedi şehrinde ve 950 köyünde can ve mal kayıpları yaşandı. Resmî verilere göre depremde 436 İranlı hayatını kaybederken 10.179 kişi de yaralandığı gibi şu ana kadar yapılan tespitlere göre 31 binin üzerinde ev kısmen veya tamamen zarar gördü.

Kriz İyi Yönetildi mi?

Çeşitli ülkelerden İran’a ulaşan yardım önerilerini reddeden Dışişleri Bakanı Zarif, ülkesinin depremin yaralarını sarmak için yeterli kaynağa sahip olduğunu belirtti. Ne var ki deprem sonrası atılan ya da atılmayan adımlar ülkede kriz yönetimi konusunda tartışmalara neden oldu. Depremzedelere yardım etmek amacıyla Ordu ve Devrim Muhafızları başta olmak üzere İran Kızılayı gibi resmi kuruluşların yanı sıra çeşitli sivil toplum örgütleri, spor camiası ve akademisyenler de harekete geçti. Tahran Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sadık Zibakelam gibi yardım toplayan kimi şahıs ve grupların topladıkları yardımları deprem bölgesine giderek bizzat teslim etmeleri, resmî kurumlara duyulan güvensizliğin belirtisi olarak değerlendirildi. Diğer yandan, kriz masası sorumlusu olan İran Kızılay’ının doğal afetler karşısında yeterli imkân ve kabiliyete sahip olmadığı bir kez daha ortaya çıkarken silahlı kuvvetlerin oynadığı faal rol de dikkatlerden kaçmadı. Kızılay’ın afet konusunda attığı adımların yetersiz kaldığını belirten Kirmanşah milletvekilli Ahmed Seferi, özellikle depremden etkilenen köylerin çoğunda evlerin büyük kısmının tamamen yıkılmış olmasına rağmen buralara yardımların hâlâ ulaşmamış olmasını şiddetle eleştirdi.

Doğaldan Afetten Siyasi Krize

Depremde yaşanan can ve mal kayıplarının yanı sıra 2005-2013 yılları arasında İran’da Cumhurbaşkanlığı yapan Mahmud Ahmedinejad döneminde dar ve orta gelirli kesimlere uygun fiyatlara konut sağlamak amacıyla başlatılan Mesken-i Mihr projesi çerçevesinde inşa edilen toplu konutlarında geniş çaplı yıkımların yaşanması siyasi tartışmaları da beraberinde getirdi. İranlı siyasetçilerin deprem sonrasında yaptıkları değerlendirmeler ülkede resmi kurumlarda yaşanan yolsuzluk ve usulsüzlüklere ilişkin yapılan tartışmaların bitmeyeceğini göstermektedir. Deprem bölgesini ziyaret eden Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, devlet eliyle yapılan konutlarda oluşan hasarlara işaret ederek vatandaşların kendilerine devletten daha sağlam evler yaptığını belirtti. Tartışmalar Ruhani’nin selefine yönelik bu eleştirileriyle sınırlı kalmadı. Deprem bölgesinde oluşturulan kriz masasını ziyaret eden Cumhurbaşkanı birinci yardımcısı İshak Cihangiri de eleştiri oklarını Ahmedinejad hükümetine yöneltti. Devrim Rehberi Ali Hamenei’nin kendisini temsilen bölgeye gönderdiği Vahid Hakaniyan, yaptığı açıklamada bu doğal afeti siyasileştirdiğini öne sürdüğü Cihangiri’yi telin eden sert ifadeler kullandı. Bu sert ifadelerle yükselen tansiyon, Hakaniyan’ın ertesi gün sözlerini yumuşatmasıyla bir nebze düşmüş olsa da ülkenin en yüksek iki otoritesi olan Cumhurbaşkanlığı ile Devrim Rehberliği arasındaki anlaşmazlıklar bir kez daha su üstüne çıkmıştır.

Deprem tartışmaları sürerken Ahmedinejad’ın yakın ekibinden Hamid Rıza Bekai’nin başı bir süredir devam eden yolsuzluk davalarıyla dertteydi. Deprem tartışmalarının sürdüğü bir ortamda, Bekai beraberindeki bir grupla beraber Rey şehrinde bulunan Şah Abdulazim türbesinde oturma eylemi gerçekleştirdiklerini duyurdu. Bekai’nin, İran siyasi geleneğinde ulemanın siyasi otoriteye itirazını sembolize eden bu tarz bir eyleme girişmesinin kamuoyunun dikkatini çekmeye yönelik olduğu değerlendirilmiştir. Eylemcilere destek vermek amacıyla türbeye giden Ahmedinejad da Yargı Başkanı Sadık Laricani’yi eleştirirken, Laricani’nin kardeşi Meclis Başkanı Ali Laricani’yi de kastederek ülke yönetiminin Laricani kardeşlerin eline düşmesini istemediklerini belirtti. Ahmedinejad ve dönemin Yol ve Şehircilik Bakanı Ali Nikzad Mesken-i Mihr konusunda kendilerine yöneltilen eleştirilere de sessiz kalmadılar. Nikzad, eleştirilerin siyasi olduğunu belirtirken, Ahmedinejad da deprem bölgesine ziyarette bulundu. Ahmedinejad’ın deprem bölgesinde yalnızca resmî bir kurumu ziyaret etmekle yetinmesi, söz konusu konutlarda yaşanan tahribattan dolayı eleştirilerin odağı olması nedeniyle bir sorun çıkmasını önlemeye yönelik olduğu şeklinde yorumlandı.

Hükümetten Depremzedelere Yardım Paketi

Hükümet Sözcüsü Muhammed Bakır Nobaht, bakanlar kurulunda depremzedelere yönelik alınan kararları açıkladı. Buna göre hükümet, evleri yıkılan köylülere karşılıksız olarak 1250 dolar verilmesini kararlaştırırken bu rakam şehirlerdeki depremzedeler için 1450 dolar olarak belirlendi.  Toplantıda ayrıca, evlerin yeniden yapılabilmesi için köylerdeki ev sahiplerine hane başına 6000 dolar ve şehirlerde hane başına 8500 dolar %4 faizle uzun vadeli kredi verilmesi de kararlaştırıldı. Ayrıca kredi borcu olanların ödemelerinin de iki yıl ertelendiği de açıklandı. Nobaht, şehirlerde 4500 köylerde ise 11.000 olmak üzere toplam 15.500 haneye yardım edileceğini de sözlerine ekledi.

Hamenei’den Deprem Bölgesine Ziyaret  

Öte yandan, Ali Hamenei alışılmışın dışına çıkıp yanına oğullarını da alarak 20 Kasım’da Kirmanşah şehir merkezine ve diğer deprem gölgelerine sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Hamenei, bölge halkına moral vermeye çalışırken, sorunların giderilmesi için çalışan devlet birimlerine teşekkür etmekle birlikte bu çalışmaların yeterli olmadığını ve daha fazla çaba göstermeleri gerektiğini hatırlattı.

Sonuç olarak, İran’da yaşanan deprem tartışmaları 80 milyonluk ülke nüfusun 10-12 milyonluk bölümünün devlet tarafından yaptırılan toplu konutlarda yaşıyor olmasından dolayı farklı bir boyuta taşınmıştır. Bu konutlarda yaşamakta olanlar arasında huzursuzluk meydana geldiği gibi henüz yapımı tamamlanmamış bir milyona yakın toplu konut sahibinin de ev alma kararından vaz geçme riski ortaya çıkmıştır. Sert kış koşullarının kapıda olduğu şu günlerde depremzedelerin iskân sorununun süratle çözüme kavuşturulmaması toplumsal infiale neden olacaktır.

Diğer yandan, deprem tartışmalarının siyasi alana çekilmesinin 2021 cumhurbaşkanlığı seçimleri ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. 2021 yılında cumhurbaşkanlığı için yarışacak iki önemli isim olduğu belirtilen Ali Laricani ve İshak Cihangiri’nin şimdiden tartışmaya açılması, seçimlere henüz üç yıldan fazla bir süre olmasına rağmen siyasi kutuplaşmanın zeminini hazırlamaktadır. 2005 yılında ülkedeki müesses nizamın desteğini arkasına alarak cumhurbaşkanı seçilen toplu konutların mimarı Ahmedinejad, rejimin itibarını zan altında bırakacak eylemlere imza atarken, Hamenei’nin temsilcisinin Ruhani ekibinin kilit isimlerinden Cihangiri’ye yönelik ağır ifadeler kullanması, İran siyasetinin perde arkasında sert çekişmelerin yaşandığını göstermektedir.