Koronavirüs Salgını İran’da Siyasi Süreçleri Nasıl Etkiledi?

Koronavirüs Salgını İran’da Siyasi Süreçleri Nasıl Etkiledi?
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran’da ilk koronavirüs vakasının açıklandığı 19 Şubat’tan bu yana birçok alan gibi siyaset de bu durumdan etkilenmiştir. Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Cihanpur’un ifadesiyle grip düzeyinde algılanan salgın, milletvekillerinden askerî ve güvenlik bürokrasisine ve üst düzey din adamlarına kadar birçok kimsenin ölümünden sonra ciddiye alınmaya başlanmıştır. Hükûmet, 21 Şubat’taki genel seçimlerin sonuçlarının netleşmesiyle 25 Şubat itibarıyla tedbir paketlerini açıklamaya başlamıştı. İran Millî Güvenlik Konseyi kararı ile kurulan Koronavirüs ile Ulusal Mücadele Merkezi tarafından alınan tedbirler hayata geçirilmiş ve bu tedbirler her gün basın açıklamasıyla kamuoyuyla paylaşılmıştır. Kimi politikacılar, din adamları, askerler ve hastane başhekimleri gibi yetkililerin salgından etkilendiğine dair bilgilerin peyderpey basına yansıması, toplumdan önce politik erkin küresel salgını ciddiye alması ve alınan tedbirlere uymasını kaçınılmaz kılmıştır.

Devrim Rehberi Hamenei’nin talimatıyla İran Silahlı Kuvvetleri de salgınla mücadelenin bir aktörü hâline gelmişti. Hamenei, salgınla mücadele için devreye girmesini istediği silahlı kuvvetlerden, biyolojik saldırı olabileceği ihtimalinden hareketle biyolojik saldırılara karşı tatbikat yapar gibi sorunla ilgilenmelerini istemişti. Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri Hamenei’nin bu talimatı üzerine sokaklara müdahale edileceğini ve halkı gerekirse güç kullanarak evlerinde kalmaya zorlayacağını açıklamasından sonra Cumhurbaşkanı Ruhani’nin bu uygulamaya müsaade edilmeyeceğini belirtmesi, salgınla mücadelenin hükûmet tarafından yürütüldüğünü hatırlatır mahiyette olmuştu. Yönetim düzeyinde yaşanan bu kafa karışıklığı salgının halk tarafından da ciddiye alınmamasına neden olmuştur.

Yasama Faaliyetlerine Etkisi

Salgından en çok etkilenen erklerin başında yasama organı gelmektedir. Bazı milletvekillerinin enfekte olması ve iki milletvekilinin de hayatını kaybetmesi neticesinde ve Koronavirüs ile Ulusal Mücadele Merkezi Başkanı Sağlık Bakanı Said Nemeki’nin 28 Şubat’ta Meclis Başkanı Laricani’ye gönderdiği tavsiye mektubu üzerine Meclis yasama faaliyetlerine ara vermek zorunda kalmıştır. 12 yıldır kesintisiz bir şekilde Meclis Başkanlığı görevini yürüten Ali Laricani de enfekte olmuş, gördüğü tedavinin ardından sağlığına kavuşmuştur.

Meclisin, İran-Irak Savaşı gibi olağanüstü bir durumda dahi faaliyetlerine ara vermemişken küresel salgın nedeniyle faaliyetlerini durdurması gerek muhafazakâr gerekse ılımlı-reformcu koalisyon mensubu milletvekillerinin tepkisine neden olmuştur. Her iki taraftan olmak üzere kırk iki milletvekili yayımladıkları ortak açıklamada Meclisin yasama faaliyetlerine ara vermesi eleştirilerek gerekli tedbirlerin alınması ve genel kurulun öncelikli gündem konularını karara bağlamak üzere faaliyetlerine devam etmesi istenmiştir.

Meclisin en önemli gündem konusu olan 1399 Yılı (Mart 2020-Mart 2021) Bütçe Tasarısı görüşmeleri yarıda kalmış, Meclis Başkanı Ali Laricani ve Başkanlık Divanı Devrim Rehberi Hamenei’den bütçenin yasalaşmasının gecikmemesi ve ülkenin bir sorunla karşı karşıya kalmaması için sürece müdahil olmasını istemiştir. Bunun üzerine devreye giren Hamenei “Halife Fermanı” niteliğindeki “Hükm-i Hükûmeti” yetkisini kullanarak Karma Bütçe Komisyonunun bütçe tasarısı üzerinde yaptığı değişiklik ve düzenlemeleri, Meclis Genel Kurulunun onayı hükmünde sayarak tasarının nihai onayının Anayasayı Koruyucular Konseyine (AKK) gönderilmesi kararını vermiştir. AKK, yılın bitimine iki gün kala 1399 Yılı Bütçesi'ni onaylayarak yasalaşmasını sağlamıştır.

Meclis sanal ortamda genel kurul görüşmelerini sürdürme kararı almasına karşın düzenlenen oturumlarda milletvekillerinin katılımının düşük olması ve internet servisinden kaynaklanan teknik sorunlardan dolayı istenilen verim elde edilememiş ve bu uygulamaya son verilmiştir. Böylelikle 28 Şubat’ta yasama faaliyetlerine ara veren Meclis, yaklaşık kırk gün aradan sonra 7-8 Nisan’daki genel kurul toplantıları ile faaliyetlerine yeniden başlamıştır. Milletvekilleri arasındaki mesafenin korunması amacıyla genel kuruldaki sandalye sayısı artırılmıştır. Genel kurulda Ali Mutahhari gibi önde gelen bazı milletvekilleri, bütçe tasarısının yasalaşma usulünden ve koronavirüs krizindeki başarısız yönetimden duydukları rahatsızlıktan dolayı İçişleri Bakanı Rahmani Fazli’nin istifasını istemiş, Meclisin ülke yönetimindeki rolünün görmezden gelindiğini belirtmiştir.

Yürütmenin İşleyişine Etkisi

İran’da yürütme, Devrim Rehberi’nin doğrudan silahlı kuvvetler ve güvenlik güçlerini kapsayan yetkileri hariç cumhurbaşkanı başkanlığındaki Bakanlar Kurulunun siyasal sorumluluğundadır. Bakanlar Kurulu haftada iki gün olmak üzere rutin bir şekilde toplantılarını düzenlemektedir. Hükûmetin, Korona ile Ulusal Mücadele Merkezi ile aldığı tedbirler ülke içerisinde eleştirilmesine karşın Bakanlar Kurulu haftalık toplantılarını yüz yüze sürdürmeye devam etmiştir. Ruhani, ABD yaptırımları ile darboğaza düşen ve salgınla derinleşen ekonomik krizi yönetmek için hükûmetin faaliyetlerinin kesintisiz yürütüleceğini ifade etmiş, silahlı kuvvetlerin sürece müdahil olmasına da engel olmuştur. Bu süreçte daima kamuoyunun önünde olan Cumhurbaşkanı, sürecin kontrolünün kendisinde olduğu imajını yansıtmaya çalışmıştır. Bununla birlikte hükûmetin salgınla mücadelede bağlayıcı ve caydırıcı müeyyideler öngörmemesi; sokağa çıkma, şehirlerarası yolculuklar, şehir içi toplu taşıma gibi hususlarda alınan kararlara beklenen düzeyde riayet edilmemesine neden olmuş, bu durum halkın serbest dolaşımına fırsat sağlamıştır.

Hükûmet koronavirüs ile mücadele kapsamında ekonomik destek paketlerini devreye sokmuştur. Ancak ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalan hükûmet, IMF’den 5 milyar dolarlık destek talebinde bulunurken eş zamanlı olarak Devrim Rehberi Hamenei’den de Ulusal Kalkınma Fonundan bir milyar avroluk kaynak tahsisi için talepte bulunmuştur. Hamenei on beş gün süren beklemenin ardından ve IMF’den gelen olumsuz yanıttan sonra bu talebe olumlu yanıt vermiştir.

Devrim Rehberliğine Etkisi

Ülkenin en yüksek otoritesi olan Devrim Rehberi Hamenei, 81. yaşını geride bırakmıştır. Koronavirüsün özellikle yaşlı ve kronik hastalıkları olanlar üzerinde daha etkili olduğu yönündeki teşhis, Hamenei’yi de devlet işlerini yönetiminde ihtiyatlı davranmaya itmiştir. Hamenei hem yetkililerle yaptığı doğrudan görüşmelerini hem de verdiği dinî dersleri askıya almıştır. Yıllardır birtakım rahatsızlıkları olduğuna dair söylentiler olsa da Hamenei, sağlıklı bir görünüm ile görevinin başında olmuştur. Ancak salgının yarattığı endişe, Hamenei’nin söz konusu görüşme ve toplantılarının yanı sıra halka doğrudan hitap ettiği etkinliklerin de durdurulmasına neden olmuştur.

Hamenei, televizyonda ulusa sesleniş programında nadir olan bir durum yaşamış ve sehven birtakım yanlış bilgiler paylaşmış ayrıca hiç olmadığı kadar elindeki notlara dikkatle bakmasına rağmen paylaştığı rakam ve verileri yanlış ifade etmiştir. Bu durumdan dolayı daha sonra yayımladığı görüntülü mesajla bunu düzeltme gereği hissetmiştir.

Hamenei’nin yaşının ilerlemesi ve salgın nedeniyle yönetimle ilgili konularda daha dar bir kadro ile hareket etmek zorunda kalması, Rehberlik Ofisindeki yetkililerin devletin diğer organları ile daha fazla muhatap olmasını sağlamıştır. Hamenei ülkedeki gelişmeleri bu dar kadro üzerinden takip ederek karar vermektedir. Bu durum kısmen de olsa Humeyni’nin son dönemlerdeki gelişmeleri çağrıştırmıştır. Humeyni, yaşının ilerlemesi ve sağlık sorunları nedeniyle yönetim işlerini doğrudan halledemiyordu ve oğlu Ahmet başta olmak üzere sayılı kişiler, Humeyni adına ülkenin kritik sorunlarında etkili olmaya başlamıştı.

Hamenei’nin Humeyni’den farklı olarak devlet işleriyle ilgilenen oğlu değil Rehberlik Ofisidir. Bu yüzden Rehberlik Ofisindeki kimseler ile silahlı kuvvetler ve güvenlik güçleri başta olmak üzere diğer erklerle olan etkileşim de artmaktadır. Bununla birlikte, Hamenei’nin oğlu Müçteba’nın da siyasete olan ilgisi ve kimi güvenlik ve istihbarat kurumları ile olan ilişkileri bilinmektedir. Bu durum, Müçteba’nın babasının yerine geçeceği yönünde söylentilere neden olmuş olsa da buna dair ciddi bir emare bulunmamaktadır.

Sonuç olarak koronavirüs salgını devlet ve siyasetin normal işleyişini doğrudan etkilemiştir. Hamenei, koronavirüs ile mücadelede hem yürütme yetkilerini hem anayasanın 57. maddesindeki yetkilerini kullanarak yasama süreçlerine müdahil olmuştur. Meclisin salgın nedeniyle kırk gün kapalı kalması sonucunda Hamenei devreye girerek Meclis gündemindeki en önemli madde olan 1399 Yılı Bütçe Tasarısı'nı yasalaştırmıştır. Salgınla mücadelede Silahlı kuvvetlerin aktif rol alması Cumhurbaşkanı tarafından engellenmiş; Ruhani, salgınla mücadele sürecinde Bakanlar Kurulu toplantılarını yüz yüze yapmaya önem vererek sürecin hükûmet kontrolünde olduğu mesajını vermiştir.