Moskova Formatı’nın Üçüncü Toplantısı Gerçekleştirildi
Moskova 20-21 Ekim tarihleri arasında; Çin, Pakistan, Hindistan, İran ve Afganistan dâhil 10 ülke temsilcisinin katılımıyla “Afganistan Üzerine Moskova Formatı” toplantısına ev sahipliği yaptı. ABD, davet edilmiş olmasına rağmen toplantıya katılmadı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Zelmay Halilzad’ın yerine Afganistan özel temsilcisi olarak atanan Thomas West’in toplantıya katılamamasının “teknik nedenlerden ötürü olduğunu” açıkladı. Toplantının gündemiyle ilgili Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada “Afganistan’daki siyasi durum, kapsayıcı bir hükûmetin oluşturulması ve ülkede insani bir krizden kaçınmak için uluslararası çabalara odaklanılacağı” belirtildi.
Toplantının açılış konuşmasını ev sahibi sıfatıyla Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov yaptı. Lavrov konuşmasında Afganistan’da durumun hâlâ istikrarsız olduğunu belirterek DEAŞ ve el-Kaide dâhil birçok terör örgütünün bundan yararlanıp ölümcül saldırılar düzenlediğine ve uyuşturucunun sorun olmaya devam ettiğine dikkat çekti ve Taliban’ın, Afganistan topraklarını komşu ülkelere karşı kullanmama sözü dâhil tüm taahhütlerine uyması gerektiğini belirtti. ABD’nin katılmamasıyla ilgili üzüntüsünü dile getiren Lavrov “Umarım ABD’nin yeni Afganistan Özel Temsilcisi, önümüzdeki toplantılarda aramıza katılır.” diye konuştu. Toplantıda söz alan Çin Temsilcisi “Afganistan’ın bir kez daha terör örgütlerine sığınak olmasına izin verilmemesi gerektiğini” söyledi. “Afganlar artık kendi kaderini tayin etme fırsatına sahipler.” diyen Çin Temsilcisi, Afganistan’a karşı daha fazla baskı ve yaptırım uygulanmaması gerektiğini savundu.
Afganistan heyetine başkanlık eden Afganistan Geçici Hükûmeti Başbakan İkinci Yardımcısı Abdul Selam Hanefi yaptığı konuşmada, “Afganistan’a barış ve istikrarın geri döndüğünü, Taliban hükûmetinin başta komşu ülkeler olmak üzere tüm dünyaya Afganistan’dan kendilerine yönelik bir tehdit olmadığına dair güvence verdiğini” ifade etti. “Mevcut hükûmet, uluslararası topluma karşı sorumlu bir yapı olarak tüm ulusal ve uluslararası sorumluluklarını tam olarak anladığını garanti ediyor.” diyen Hanefi, Taliban’ın uluslararası toplumun endişeleri hakkında açıkça konuşmaya hazır olduğunu söyledi. Hanefi, Taliban hükûmetinin tüm etnik grupları kapsayan bir yönetim oluşturma konusundaki çabalarının devam ettiğini ancak siyasi reform sürecinin zaman aldığını sözlerine ekledi. Afganistan’ın izolasyonunun hiçbir ülkenin çıkarına olmadığını savunan Hanefi, uluslararası toplumu Taliban hükûmetini resmen tanımaya çağırdı.
Toplantının sonunda Rusya Dışişleri Bakanlığı resmî sayfasından yayımlanan 9 maddelik ortak bildiride “yeni Afganistan hükûmetinin uluslararası toplum tarafından resmî olarak tanınmasına bakılmaksızın, ülkede Taliban’ın iktidara gelmiş olması gerçeğinden hareketle Afganistan ile daha fazla angaje olunması gerektiği” ifade edildi. Bildiride; katılımcı ülkelerin, Afganistan’daki terör örgütlerinin faaliyetlerinden duyulan endişeyi dile getirdikleri ve bu kapsamda Taliban geçici hükûmetinin Afganistan topraklarının; komşularına, bölgedeki diğer ülkelere ve dünyanın geri kalanına karşı kullanılmasını önlemeye yönelik önceki taahhütlerini yeniden teyit etmesinden memnuniyet duydukları belirtildi. Taliban’ın iktidara gelmesiyle birlikte Afganistan’da kötüleşen ekonomik ve insani duruma da değinilen bildiride “Uluslararası toplumun, ülkenin çatışma sonrası yeniden inşasında, Afganistan halkına acil insani ve ekonomik yardım sağlamak için konsolide çabalarını harekete geçirmesi gerekiyor.” ifadesine yer verildi.
Toplantı, Afganistan’daki siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa yönelik olası katkılardan ziyade sonuç bildirgesi konusunda, Moskova ile Tahran arasında yaşanan fikir ayrılığıyla öne çıktı. Toplantının ardından İran Dışişleri Bakanlığı Batı Asya Genel Müdürü Resul Musevi, Moskova Formatı’nın ortak bildiri yayımlanmadan sona erdiğini ileri sürdü. Musevi, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Moskova Formatı’nın üçüncü toplantısı Afganistan’da barış, istikrar ve güvenlik için bölgesel iş birliği konusunda ciddi ve önemli tartışmalara sahne olmasına rağmen ortak bildiri yayımlanmadan sona ermiştir.” ifadesine yer verdi. Musevi “Bana göre toplantı yönetiminin zayıflığı ve uzlaşıya varma çabalarının eksikliği, ortak bildiri yayımlanamamasının nedenidir.” dedi. Musevi’nin bu açıklamasına Rusya’nın Tahran Büyükelçiliği, Rusya Dışişleri Bakanlığı resmî sayfasından yayımlanan bildiriyi etiketleyerek yanıt verdi.
Hasan Kazımi Kumi liderliğindeki İran heyetinin; Rusya tarafından yayımlanan ortak bildirinin, Taliban’ı Afganistan geçici hükûmetinin temsilcisi olarak tanımlayan bazı maddelerine karşı görüş bildirerek değişiklik istediği fakat Tahran’ın bu talebinin, Moskova tarafından kabul edilmediği belirtiliyor. İran şimdiye kadar Afganistan’daki gelişmelere ilişkin tutumunu, kapsayıcı bir hükûmet ihtiyacında ısrar ederek ve Taliban’ın “geçici bir hükûmet” olarak tanınmasına karşı çıkarak gösterdi. Afganistan’daki gelişmeler sonucunda en büyük güvenlik tehdidi ile karşı karşıya kalan ve siyasi, ekonomik zararları İran’ın gördüğünü düşünen Tahran yönetimi; tanımayı, Taliban’a karşı İran’ın çıkarlarını güvence altına almak için bir baskı aracı olarak kullanmak istiyor.
Buna karşın Moskova’nın Afganistan’daki gelişmelerden kaynaklı daha acil endişeleri var. Ruslar DEAŞ ve el-Kaide gibi bazı grupların, Afganistan’daki kaostan yararlanarak yeniden canlanmasından ve bu durumun, Orta Asya ülkelerinin güvenliği açısından risk yaratmasından endişe ediyor. Moskova’nın Afganistan’la ilgili ikinci kaygısı da uyuşturucu kaçakçılığıdır. Yıllık 70 ton ile dünya ortalamasının bir hayli üzerinde uyuşturucu tüketimine sahip olan Rusya’ya getirilen uyuşturucunun %90’ının Orta Asya üzerinden gelen Afgan uyuşturucusu olduğuna inanılmaktadır. Dolayısıyla Afganistan’da askerî bir angajmana girmeyi akıllı bir seçenek olarak görmeyen Rus yetkililer, bu ülkeden kaynaklı güvenlik tehditlerinin bertaraf edilmesi için Taliban ile iş birliği yapılması gerektiğine inanmaktadır. Bu bağlamda Taliban geçici hükûmetinin tanınıp tanınmaması, Kremlin açısından kırmızı çizgi değildir. Öte yandan İran’ın itirazına rağmen diğer katılımcı ülkelerin koordinasyonuyla ortak bildirinin yayımlanması, Moskova’nın Afganistan konusundaki iradesini Tahran’a dayatmak istediğini göstermektedir.