Suudi Arabistan-Husi Görüşmelerinde Yeni Adım

Suudi Arabistan-Husi Görüşmelerinde Yeni Adım
@mohdsalj - Twitter
Suudi Arabistan-Husi görüşmeleri, silahlı çatışmayı sonlandırarak ülkeyi siyasi çözüme götürmeye yardımcı olabilir ancak savaşın sonlanması için tüm taraflar arasında kapsayıcı ulusal diyalog kurulması kritiktir.
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Suudi Arabistan’ın Yemen Büyükelçisi Muhammed bin Said el-Cebir başkanlığındaki heyet, Husilerin Yüksek Siyasi Konsey Başkanı Mehdi el-Meşat başkanlığındaki heyet ile 9 Nisan Pazar günü Yemen’in başkenti Sana’da bir araya gelmiştir. Görüşmelere Umman heyeti de katılmış; istişareler, Umman ara buluculuğunda gerçekleştirilmiştir. Umman, Birleşmiş Milletlerin (BM) barış çabalarına paralel olarak Yemen'de savaşan taraflarla bir süredir barış görüşmelerinde yer almaktadır. BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, söz konusu görüşmelere BM’nin dahli olmadığını belirtmiştir. Ancak bir ateşkese varılması durumunda, BM’nin Yemen’de geçici birlik hükûmeti kurulması için devreye girmesi beklenmektedir.

Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Said el-Cebir, 10 Nisan Pazartesi günü resmî Twitter hesabından yaptığı açıklamada; Sana'ya yaptığı ziyaretin amacının, ateşkesi yeniden tesis etme ve dokuz yıllık çatışmayı sona erdirme şeklindeki nihai hedefiyle siyasi müzakereleri yeniden başlatmak olduğunu söylemiştir. Yemen hükûmetinden üst düzey bir yetkili, Suudiler ve Husilerin iki yıllık "geçiş" müzakerelerinin önünü açmak için altı aylık yeni bir ateşkes konusunda prensipte anlaştıklarını kaydetmiştir. Görüşmelerden, ateşkese varılmasına yönelik henüz bir karar çıkmamış olsa da tarafların tekrar görüşmek üzere anlaştıkları basına yansımıştır.

Bu görüşmelerin ardından 16 Nisan Pazar günü Husilerin Esir İşleri Ulusal Komitesi Başkanı Abdulkadir el-Murteza; hükûmetle, her iki taraftan toplam 1.400 kişinin daha serbest bırakılmasını içeren yeni bir anlaşma yapacaklarını açıkladı. Abdulkadir el-Murteza, Uluslararası Sana Havalimanında düzenlediği basın toplantısında Husilerden 700, hükûmet tarafından da 700 olmak üzere 1.400 esiri kapsayan yeni bir esir takası anlaşması yapacaklarını duyurdu. Anlaşmanın tarihine ilişkin ise detaylı bir bilgi verilmedi. Yemen Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi; Husilerle yapılan esir mübadelesinin, ülkede kapsamlı barış için bir umut ışığı olduğunu söyledi.

Yemen’deki barış girişimleri; Suudi Arabistan ile İran'ın, Çin'in ara buluculuğunda ilişkilerini yeniden tesis etme kararıyla birlikte ivme kazanmıştır. Kaynaklar, Husilerin; Husi kontrolündeki limanların ve Sana Havalimanının tamamen yeniden açılması, kamu görevlilerine maaş ödenmesi, yeniden inşa çabaları ve yabancı güçlerin ülkeden çıkarılmasını istediğini aktarmıştır. Suudi Arabistan’ın ise Husilerin kontrol ettiği bölgelerle Suudi destekli koalisyon güçlerinin arasında bir tampon bölge kurulması, Yemen’in üçüncü büyük şehri olan Taiz’deki kuşatmanın kaldırılması ve Yemenli taraflarla resmî müzakerelere katılma taahhüdünde bulunulmasını talep ettiği kaydedilmiştir.

Görüşmelerin Değerlendirilmesi

Suudi Arabistan ve Husiler, önceki yıllarda esas olarak esir takası veya ateşkesler için dolaylı müzakereler yürütmüşlerdir. 2023 yılındaki müzakerelere kadar krizin çözülmesine yönelik en ciddi müzakereler 2019 yılında yapılmış, Husiler ve hükûmet güçleri askerî bir plan üzerinde anlaşmaya varmışlardı. Ancak mevcut görüşmeler, Suudi Arabistan-İran ilişkilerinin normalleşmeye başladığı bir konjonktürde gerçekleşmesi ve görüşmelerde ateşkes/esir takası dışındaki taleplerin konuşulması münasebetiyle umut vadetmektedir.

Suudi Arabistan ve İran, Yemen’deki iç savaşın esas sebebi değilse de savaşı derinleştiren ve şiddetlendiren taraflar olmuştur. Söz konusu iki ülkenin ülkedeki silahlı gruplara yönelik desteklerini geri çekmeleri ve ateşkesin sağlanması, Yemen için kalıcı barışın tesis edilmesi yolunda büyük bir adım sayılabilir. Bununla beraber görüşmelerin seyrine ihtiyatla yaklaşmak gerekmektedir. Zira görüşmelere, Yemen’de savaşın tarafı olan tüm aktörler henüz dâhil edilmemiştir. Tüm çatışan taraflar müzakerelere/istişarelere dâhil edilmezken müzakerelerde Husilerin maksimum kazanç elde etmesi, Husilerin müzakerelerden daha güçlü çıkmasına sebebiyet verebilir. Dahası Husiler, Suudi Arabistan dışındaki aktörleri meşru bir aktör olarak tanımayabilir. Nitekim Husiler, Suudi Arabistan'ın gelecekteki herhangi bir anlaşmayı ara bulucu olarak değil, taraf olarak imzalamasını istemiş ve bu talep, Suudi Arabistan Büyükelçisi Said el-Cebir tarafından reddedilmiştir. Bu durum, diğer tarafları müzakereleri baltalama girişimine itebilir. Yukarıda da belirtildiği gibi Suudi Arabistan ve İran, Yemen krizinde önemli aktörler olsa da Yemen krizi nihayetinde bir iç krizdir. Suudi Arabistan-Husi görüşmeleri, silahlı çatışmayı sonlandırarak ülkeyi siyasi çözüme götürecek bir sürecin başlatılmasına yardımcı olabilir. Ancak savaşın sona ermesi için tüm taraflar arasında kapsayıcı ulusal diyalog kurulması kritik önem taşımaktadır.