Tacikistan’ın İslami Radikalizm Endişesi
Afganistan Stratejik Araştırmalar Merkezi ve Tacikistan Araştırmalar Merkezinin ev sahipliğinde düzenlenen Herat Güvenlik Konferansı’nın 10. toplantısı, 29 Kasım Salı günü Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’de başladı. 2 gün sürecek olan ve “Kapsayıcı Hükûmet Sistemi: Modeller ve Yol Haritası” temasıyla başlayan toplantıya; Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) temsilcilerinin yanı sıra eski Afganistanlı siyasetçiler, farklı ülkelerden sivil toplum mensupları, medya temsilcileri, diplomatlar, üniversite profesörleri ve bölgesel-uluslararası kuruluşların temsilcileri katıldı. 2012 yılından bu yana her yıl Afganistan Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından Herat’ta gerçekleştirilen bu toplantı, Taliban’ın Afganistan’da hâkimiyeti ele geçirmesinin ardından ilk kez yurt dışında düzenlendi.
Toplantıda söz alan ev sahibi Tacikistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Ferhad Selim, Afganistan’daki son durumu endişe verici olarak nitelendirdi ve bölge ülkelerinden Afganistan konusunda daha dikkatli olmalarını istedi. Aralarında Orta Asya ülkeleri vatandaşlarının da bulunduğu terör gruplarının Afganistan’da faaliyet gösterdiğini belirten Tacik Bakan, bu grupların uzun vadede Orta Asya ve Afganistan’ın komşularının güvenliğine yönelik potansiyel tehdit oluşturduğunu savundu. Tacik Bakan Selim; Cemaat-ı Ensarullah, Tahrik-i İslami Özbekistan (Özbekistan İslami Hareketi), Doğu Türkistan İslami Hareketi, el-Kaide ve DEAŞ Horasan Kolu’nun Afganistan'da faaliyet gösteren terör grupları olduğunu ve bu grupların her geçen gün Afganistan’da güçlenmeye devam ettiklerini ileri sürdü.
Tacikistan, Afganistan’da Taliban iktidarına karşı muhalif tutum sergileyen nadir ülkelerden biridir. Taliban, Afganistan’da iktidarı ele geçirdiğinden bu yana iki ülke yöneticileri sık sık birbirlerini suçlayan açıklamalarda bulundular. Tacikistan Devlet Başkanı İmamali Rahman, Taliban’ı “Afganistan’da tüm etnik grupları kapsayan bir hükûmet kuramadığı ve Taliban’ın Afganistan’daki Taciklere karşı insan haklarını ihlal eden eylemlerde bulunduğu” gerekçesiyle birçok defa sert ifadelerle eleştirdi. Buna karşın Taliban yöneticileri ise Afganistan’ın iç işlerine karışılmasına “asla müsamaha göstermeyeceklerini” söyleyerek yanıt verdi. Zaman zaman gerilimin yükselmesiyle her iki ülkenin, sınır bölgesine ek güvenlik güçleri yerleştirdikleri görüldü.
Tacikistan, hâlihazırda Taliban karşıtı muhalif gruplar ve eski yönetimin önemli figürlerine ev sahipliği yapmaktadır. Taliban yönetimine karşı silahlı mücadele veren Ulusal Direniş Cephesi’nin (UDC) lideri Ahmed Mesud’un yanı sıra Taliban öncesi yönetimde görev yapmış olan çok sayıda muhalif figürün Duşanbe’de olması dikkat çekmektedir. Birçok Orta Asya ülkesinin aksine Duşanbe’nin Afganistan’da Taliban yönetimine karşı “düşmanca” bir yaklaşım sergilemesi, Rahman yönetiminin iç politikaya yönelik bir tasarrufu olarak açıklanıyor. Yaklaşık 30 yıldır Rahman tarafından yönetilen Tacikistan’daki ekonomik durum endişe verici. Ayrıca Rahman’ın iktidarı oğluna devretme gibi siyasi girişimleri de Tacik siyasi elitler arasındaki hoşnutsuzluğu artırmış durumda. Tüm bunlara ek olarak Duşanbe bir süredir, Gorno-Bedahşan Özerk Bölgesi’ndeki yönetim karşıtı protesto dalgasını bastırmakla uğraşıyor. Dolayısıyla bu şartlarda Rahman, halk nezdindeki popülaritesini yeniden yükseltmek için “Pantacik veya Taciklerin Koruyucusu” kartını kullanmaktadır. Fakat Rahman yönetiminin tamamen siyasi oportünizmle hareket ettiğini ileri sürmek, olayın bütününü görmek açısından yanıltıcı olabilir.
Duşanbe’nin, Afganistan ile 1.400 km’den fazla ortak sınırı paylaşmasından kaynaklı temel endişeleri bulunuyor. Tacikistan, oldukça dağlı ve engebeli bir arazi olan bu bölgeyi kontrol etmekte zorlanıyor. Afganistan kaynaklı büyük miktarlarda uyuşturucu, Tacikistan üzerinden Rusya ve Avrupa'ya geçmektedir. Yüksek oranda uyuşturucu kullanımına sahip olan Tacikistan’ın, Afganistan merkezli uyuşturucu trafiğinin geçiş güzergâhı olarak kullanılması, Tacik yöneticileri endişelendirmektedir. Diğer taraftan Duşanbe, Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmesinin bir sonucu olarak Tacikistan’ın “İslami radikalizm” riskiyle karşı karşıya kaldığına inanıyor. “Afgan Cihadı”, 1991’de Sovyetler Birliği; 2021’de de ABD olmak üzere 20 yıl arayla iki süper gücü dize getirdi. Duşanbe, Taliban’ın İslam Emirliği’nin bölgede daha geniş bir İslami radikalizm dalgasını tetiklemesinden endişe etmektedir. Tacik yöneticiler; Afganistan’daki güvenlik durumu, Tacik-Afgan sınırları ve Tacikistan’ın ulusal güvenlik ve istikrarı için bir tehdit olarak yorumladığı Afganistan’daki Taliban yönetimi hakkındaki endişelerini birçok defa dile getirdi. Ancak Afganistan’daki durumun öngörülebilir bir gelecekte istikrara kavuşmasının düşük bir ihtimal olduğu göz önüne alındığında Duşanbe’nin Afganistan kaynaklı endişeleri bir süre daha devam edecektir. Bu durumda Duşanbe’nin bu endişelerini azaltmak için tıpkı diğer Orta Asya ülkeleri gibi mevcut Afganistan yönetimiyle iş birliğini seçip seçmeyeceği ikili ilişkilerin seyri açısından belirleyici olacaktır.