Viyana’da Mekik Diplomasisi
İran Nükleer Anlaşması’ndaki (Kapsamlı Ortak Eylem Planı/KOEP) belirsizlik ve kriz devam ediyor. Krizi çözmek ve Anlaşma’nın seyrini belirlemek üzere Avrupa Birliği (AB), Çin, Fransa, Almanya, Rusya, Birleşik Krallık ve İran; 2 Nisan Cuma günü video konferans yoluyla bir araya geldi. ABD’nin Anlaşma’ya dönme ihtimalinin değerlendirildiği KOEP Ortak Komisyonu toplantısı sonrası taraflar, 6 Nisan’da Avusturya’nın başkenti Viyana’da bir araya gelme kararı aldı. AB tarafından yapılan açıklamaya göre Anlaşma katılımcılarının, “yaptırımların kaldırılması ve nükleer faaliyetlere ilişkin tedbirlerin görüşülmesi için” Viyana’da görüşmeler yapacağı belirtildi. Ortak komisyon toplantısından çıkan bu karar, ABD ve İran’ın doğrudan müzakerelere başladığına dair spekülasyonları tetiklese de Viyana’da, ABD-İran arasında bir mekik diplomasisinin yürütüleceği kısa zamanda açıklığa kavuştu.
AB Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Siyasi Direktörü Enrique Mora’nın başkanlık ettiği periyodik olarak gerçekleştirilen KOEP Ortak Komisyonu, 6 Nisan günü oturuma yüz yüze devam etti. KOEP hükümlerine göre Ortak Komisyon, Anlaşma’nın uygulanmasını denetlemekten sorumludur. Komisyon toplantısına İran’ı temsilen İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı Abbas Arakçi katıldı. Viyana’ya gelen İran heyetinde; Merkez Bankası, Petrol Bakanlığı ve Atom Enerjisi Kurumu temsilcileri de yer aldı. Görüşmeler başlamadan önce resmî Twitter hesabından açıklama yapan İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, görüşmenin amacının “Yaptırımları bir an önce kaldırmak.” olduğunu kaydetti. Ancak ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü Ned Price görüşmenin, “karşılıklı uyum için zemin hazırlamak” olduğunu belirtti. ABD ve İran arasında doğrudan bir görüşme gerçekleşmemişse de iki ülke arasında komisyon koordinatörü olan AB ve diğer KOEP katılımcıları aracılığıyla dolaylı olarak bir iletişim sağlanmıştır. İlk günkü toplantıların ardından açıklama yapan İranlı müzakereci Arakçi, İran-ABD arasındaki dolaylı müzakereyi teyit eder nitelikte bir açıklamada bulundu. Arakçi, ABD’nin Tahran’ın uranyum zenginleştirme işlemini durdurma karşılığında 1 milyar dolarlık donmuş İran petrol gelirini serbest bırakma önerisini saçma bulduklarını ve bu öneriyi reddettiklerini belirtti. Arakçi ayrıca ülkesinin müzakerelerdeki duruşunu da “ABD, Anlaşma’ya geri dönmek istiyorsa yaptırımları bir defada kaldırması gerekiyor.” şeklindeki açıklamasında açık bir şekilde belli etti. Yine de mekik diplomasisinin ilk gününün ardından taraflar, müzakere atmosferini olumlu olarak değerlendirdi. Fakat Anlaşma’nın seyrine yönelik pozitif bir yorum yapmanın henüz çok erken olduğu vurgulandı.
6 Nisan’da başlayan görüşmeler hafta boyunca devam etti ve taraflar, 9 Nisan’da tekrar bir araya geldi. Katılımcılar hafta boyunca çeşitli düzeylerde yapılan toplantıların değerlendirmelerini yaparak devam eden ortak diplomatik çabaları daha fazla sürdürme kararlılıklarını vurguladı. Ortak Komisyon, bu toplantıda ayrıca önümüzdeki günlerde çalışmalarına yüz yüze devam etme kararı aldı. Toplantının ardından İran Dışişleri Bakanı Zarif, İran’ın müzakerelerde mantıklı bir yol haritası sunduğunu belirterek “Trump’ın uyguladığı tüm yaptırımlar KOEP karşıtıydı ve adları ne olursa olsun kaldırılması gerekmektedir.” şeklinde açıklamada bulundu. Öte yandan ismi açıklanmayan üst düzey bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Viyana’daki görüşmelere ilişkin verdiği brifingde, ABD’nin konumunu açıkça belirtti. Gelinen noktada Biden yönetimi, KOEP ile uyuşmayan yaptırımların kaldırılmasına hazır olduklarını ve bu anlamda adım atmaktan da çekinmeyeceklerini masada net bir şekilde ortaya koydu fakat İran ile aynı masaya oturmak için hiçbir taviz verilmeyeceğini de belirtti. Yetkili ayrıca İran’ın talebinde ısrarcı davranması durumunda işlerin çıkmaza gireceğini, bu yüzden Tahran’ın Anlaşma’ya geri dönme niyetini ve ciddiyetini bir an önce göstermesi gerektiğini belirtti.
KOEP destekçileri müzakerelerde İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar bir ilerleme kaydetmeyi umut etseler de kısa vadede gerçekleşecek olumlu bir gelişme, iki tarafta da mevcut olan önemli teknik ve politik engellerden dolayı mümkün gözükmemektedir.