Firdevsi'yi Anma Gününün Düşündürdükleri

Firdevsi'yi Anma Gününün Düşündürdükleri
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

14 Mayıs İran’da Firdevsi’yi anma günüdür. Aslında 13 Mayıs yani İran takvimine göre 25 Ordibehişt günü İran’da Firdevsi’yi anma günü olarak kutlanmaktadır. İran’da ilk kutlamalar “Firdevsi’nin Bininci Yılı” adıyla 1934 yılından itibaren başlamıştır. 1934 yılında başta Tahran ve Tus olmak üzere İran’ın birçok şehrinde Firdevsi’yi anma adına etkinlikler yapılmıştır. Bu çerçevede ilk kez 10-14 Ekim 1934 tarihinde 17 ülkeden 40 bilim adamı ve İran’dan da 40 bilim adamının katılımıyla Tahran’da Darülfünun salonunda büyük bir kongre düzenlenmiştir. Aynı yıl Berlin, Roma, Moskova, Paris ve Londra’da ve dünyanın değişik yerlerinde Firdevsi’yi anma programları düzenlenmiştir.

Onuncu yüzyılda Gazneli Mahmud döneminde yaşayan Firdevsi, İran’ın en büyük milli şairi olarak kabul edilmektedir. İran milli tarihine, destanlarına ve mitolojisine büyük ilgi duyan Firdevsi, İran tarihi hakkında daha fazla bilgi edinmek ve İran tarihi ile ilgili kaynakları daha iyi araştırabilmek için eski Farsça olarak da bilinen Pehleviceyi Zerdüşt rahiplerden öğrenmiştir.

Firdevsi, 977-1010 yılları arasında İranlıların milli geleneklerini, mitolojilerini, kahramanlık destanlarını ve milliyetçilik duygularını içeren 60.000 beyit civarında hacme sahip Şehnâme isimli destanı kaleme almıştır. Şehnâme’de, tarih öncesi zamanlardan başlayıp Sasani İmparatorluğu sonuna dek tüm eski İran kralları ve bu kralların dönemindeki olaylar Fars milliyetçiliği perspektifinden incelenmektedir. Bundan dolayı geçmişten günümüze Fars milliyetçisi tüm İranlılar Firdevsi’ye ve eseri Şehnâme’ye büyük önem atfetmektedir. Yapılan birçok bilimsel, siyasi ve edebi toplantıda Firdevsi ve Şehnâme sürekli olarak gündemde tutulmak suretiyle dünyadaki ilk iki kültür ve medeniyetten birinin Pers kültür ve medeniyeti olduğunu savunulmaktadır.

Firdevsi, İran’ın kuruluşundan başlayarak Sasani Hanedanlığının sonuna kadar tarihi bir bilgi akışı sunmakta ve bu tarihi süreçte İranlılarla temasta bulunan milletlerle ilgili detaylı bilgiler vermektedir. Şehnâme'de tarihî gerçeklere uygun olarak İranlılar dışında Türk toplulukları, Çinliler, Yunanlılar ve Araplardan sıkça bahsedilmektedir.

Şehnâme’de Türk ülkesi genel olarak "Turan" veya "Turan Zemin", nadiren de "Şehr-i Turan" adını taşımaktadır. Firdevsi'ye göre, Türklerle (Turanlılar) İranlılar arasındaki bitmez tükenmez savaşlarda Türkler, Ceyhun Nehrini geçip İranlıları bu nehrin gerisine atmışlardır.

Firdevsi, hikâyelerini anlatırken bazen daha eski tarihlerde yaşanmış olayları kendi zamanında yaşanmış gibi anlatmaktadır. Örneğin Eski Grekleri, Bizanslı ve Hıristiyan olarak değerlendirmektedir.

Firdevsi, İran’ın milli destanı olan Şehnâme isimli eserini, dönemin önde gelen sultanlarından Gazneli Mahmud’a ithaf etmek ister. Firdevsi’nin eserini Gazneli Mahmud’a sunuşuyla ilgili çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan en çarpıcı olanı şudur:

Eseri okuyan Sultan Mahmud, destan kahramanı Rüstem’i kastederek “Benim ordumda ondan daha güçlü birçok asker bulunmaktadır” der. Bunun üzerine Firdevsi de “Ama Rüstem gibi birisi bir daha yaratılmadı” diye cevap verince Sultan Mahmud onu öldürtmek istemiştir. Firdevis de Herat’a kaçarak ölümden kurtulmuş ve Sultan Mahmud’u hicveden 100 beyitlik bir manzume yazmıştır.[1]

Firdevsi hakkında araştırma yapan Fars milliyetçisi bilim adamları, Sultan Mahmud’un böyle davranmasının sebebini Sultan Mahmud’un Sünni ve Firdevsi’nin de Şii olmasına bağlayarak mezhep kimliği üzerinden ayrımcılık yapmaya çalışmaktadırlar. Ayrıca Firdevsi’nin bir kölenin oğlu olması nedeniyle hükümdarlara antipati duyduğu ve eserde Türkleri küçük düşürücü ifadeler kullanması sebebiyle Sultan Mahmud tarafından cezalandırılmak istendiği iddia edilmektedir.

Günümüzde birçok İranlı şair, yazar, tarihçi, siyasetçi, dilbilimci vb. entelektüel çevre eserlerinde, çalışmalarında, araştırmalarında Firdevsi’den ve eseri Şehnâme’den aldığı milliyetçilik duygularını en belirgin şekilde yansıtmaktadırlar.

Tarihi boyutuyla Fars milliyetçiliğinin coğrafi alanı Ahameniş Hanedanının ilk başkenti olan Pasargad ve Persepolis çevresi olarak gözükmektedir. Zira 2016 yılının Ekim ayının başlarında Fars milliyetçileri Pasargad’ta toplanmışlar, M.Ö. 558 ile M.S. 330 yılları arasında hüküm süren Akamenid İmparatorluğunun kurucusu Kuruş-u Kebir’i (Büyük Kuruş-II. Kiros) büyük bir coşkuyla anmışlardı. 19 Mayıs 2017’de İran’da yapılacak on ikinci dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylığı engellenen Mahmud Ahmedinejad; 2017 yılı ocak ayının sonlarında Pasargad ve Persepolis çevresine bir gezi düzenleyerek buradan tarih bilinci ve milliyetçi söylemlerle bazı mesajlar vermeye çalışmıştı.

İran’da millilik ve milliyetçilik duygularının dile getirilebileceği dil ve edebiyat mekânlarının başında İran Horasan’ın merkezi olan Meşhed yakınlarındaki Tus şehri gelmektedir. Çünkü burası Firdevsi’nin mezarının olduğu yerdir. Her yıl burada ve Meşhed’deki Firdevsi Üniversitesinde sık aralıklarla Fars Dili, Edebiyatı, Tarihi, Mitolojisi ve benzeri alanlarda çeşitli etkinlikler ve programlar düzenlenmektedir. Tus şehrinin Meşhed’e çok yakın olması, Meşhed’te bulunan Şia’nın Sekizinci İmamı İmam Rıza’nın türbesine ziyarete giden her İranlı tarafından Firdevsi’nin de mezarının ziyaretine fırsat vermektedir. Dolayısıyla milli edebiyat, dil ve kültür alanında Firdevsi, Tus Şehri ve Meşhed, her zaman İran’ın kutsalları arasında yer almaktadır. Milliyetçilik düşüncesinin inşasında kullanılabilecek sembol ve ritüellerin Firdevsi’nin şahsı, eserleri ve mezarı üzerinden kullanılması modern İran milliyetçiliğini yorumlama açısından Firdevsi’yi daha önemli kılmaktadır.

[1] Mehmet Kanar, “Firdevsi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 13, İstanbul 1996, s. 125-127.