İran’da Reformcu Pezeşkiyan Dönemi: Beklentiler ve Zorluklar

İran’da Reformcu Pezeşkiyan Dönemi: Beklentiler ve Zorluklar
Pezeşkiyan’ın cumhurbaşkanı olması İran’ın iç ve dış siyasetinde kaçınılmaz olarak büyük değişimler olacağı anlamına gelmemektedir.
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran’da yaklaşık yirmi yılın ardından ilk kez reformcu bir isim cumhurbaşkanı seçildi. İbrahim Reisi’nin ölümünün ardından 28 Haziran 2024’te yapılan olağanüstü cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda, reformcu Mesud Pezeşkiyan ve muhafazakâr Said Celili en çok oyu alan adaylar olarak ikinci tura kaldılar. Bunun ardından Pezeşkiyan, 5 Temmuz Cuma günü yapılan ikinci turda rakibi Celili’ye yaklaşık 3 milyon fark atarak İran’ın dokuzuncu cumhurbaşkanı oldu. Pezeşkiyan, adaylığını açıkladığı ilk günlerde Anayasayı Koruyucular Konseyi (AKK) tarafından onaylanma ihtimali düşük ve oy potansiyeli bakımından zayıf bir aday adayı olarak görülüyordu. Reisi’nin cumhurbaşkanı seçildiği 2021’deki seçimlerde adaylığı AKK tarafından reddedilen Pezeşkiyan’ın bu seçimlerde de benzer bir durumla karşı karşıya kalacağı düşünülüyordu. Ayrıca Pezeşkiyan, İran’da reformist siyasetin görece az bilinen isimlerinden biri olduğu için oy potansiyeli bakımından da birçok reformcu adaya göre geride görülüyordu. Fakat reformcu cenahın diğer adaylarının AKK tarafından veto edilmesi Pezeşkiyan’ın önünü açtı. Eski cumhurbaşkanları Muhammed Hatemi ve Hasan Ruhani, eski Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve Yeşil Hareket liderlerinden Mehdi Kerrubi gibi isimlerin açık desteğini alan Pezeşkiyan, kısa sürede popülarite sorununu aşarak iddialı bir aday haline geldi. Diğer taraftan muhafazakâr cephe içerisindeki çekişmenin de Pezeşkiyan’a seçim zaferine giden yolda önemli bir avantaj sağladığını belirtmek gerekir.

Reformcu cenahın aksine muhafazakârlar tek aday üzerinde uzlaşı sağlayamadı. Dahası muhafazakâr cephenin en güçlü adayları konumunda bulunan Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf ile Said Celili ikilisinden birinin diğeri lehine çekilmesiyle daha güçlü bir blok oluşturulması gerektiği yönünde yapılan tartışmalar, muhafazakâr seçmen arasındaki kutuplaşmayı artırdı. Öyle ki birinci turu Celili’nin gerisinde tamamlayan Kalibaf, taraftarlarını ikinci turda Celili’yi desteklemeye çağırsa da Kalibaf’ın kampanya ekibinin birçok üyesi Pezeşkiyan’a yöneldi.

 

İran Cumhurbaşkanlığı 1. ve 2. Tur Seçim Sonuçları

Ad

Siyasi Yönelimi

Birinci Tur

İkinci Tur

Pezeşkiyan

Reformcu

10,415,991 (%42,5)

16,384,403 (%53,6)

Celili

Radikal muhafazakâr

9,473,298 (%38,6)

13,538,179 (%44,3)

Kalibaf

Muhafazakâr

3,383,340 (13,8)

 

Purmuhammedi

Ilımlı muhafazakâr

206,397 (%0,8)

 

Toplam oy ve katılım oranı

 

24,535,185 (%39,8)

30,573,931 (%49,8)

Kaynak: İran İslam Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı

 

Fakat belki de seçim yarışının ikinci turunda reformcu Pezeşkiyan’ın elini güçlendiren en önemli etken muhafazakâr cenah içerisinde en uç noktayı temsil eden Celili’nin ikinci tura kalması oldu. Katı ideolojik tutumu ve sosyal hayata ilişkin kısıtlayıcı uygulamaları savunmasıyla bilinen Celili ve çevresi, siyasi rakipleri tarafından “İran Taliban’ı” olarak nitelenmektedir. Celili ve temsil ettiği çizginin İran’da cumhurbaşkanlığına gelme ihtimali reformcuların ilk turda sandığa çekmekte başarısız olduğu kararsız seçmeni harekete geçiren itici unsur oldu. İlk turda bütün çabalara rağmen %40’ın altında kalan katılım oranı ikinci turda şaşırtıcı bir artışla %50’ye yaklaşırken, Pezeşkiyan oy sayısını ilk tura göre yaklaşık 6 milyon artırdı. İran halkı ilk turda İran İslam Cumhuriyeti tarihinin en düşük katılımını sergileyerek müesses nizama güçlü bir “hayır” mesajı verirken ikinci turda da Celili’nin temsil ettiği zihniyete aynı mesajı vermiş oldu. Diğer bir ifadeyle, seçimlerin kaderini büyük ölçüde reformcu Pezeşkiyan’a “evet” diyenlerden ziyade Celili’ye “hayır” diyenler belirledi.

Pezeşkiyan Kimdir?

Mesud Pezeşkiyan 29 Eylül 1954’te Batı Azerbaycan eyaletine bağlı Mahabad’da dünyaya geldi. Hem anne hem baba tarafından Türk kökenli olan Pezeşkiyan, ilk ve ortaöğrenimini doğduğu Mahabad’da tamamladı. Ardından Urumiye’de Tarım Meslek Lisesi’nden Gıda Endüstrisi diploması alan Pezeşkiyan, 1976 yılında Tebriz Sağlık Bilimleri Üniversitesine girdi. İran-Irak Savaşı’nın (1980-1988) başlamasıyla cepheye sağlık ekibi sevkinden sorumlu oldu ve aynı zamanda cephede saha doktoru olarak görev yaptı. Savaştan sonra da eğitimine devam eden Pezeşkiyan ,Tebriz Sağlık Bilimleri Üniversitesinde genel cerrahi alanında ihtisas yaparak kalp cerrahı oldu. Pezeşkiyan 1994 yılında Haşimi Rafsancani hükümetinin sağlık bakanı Alirıza Merendi tarafından Tebriz Üniversitesine rektör olarak atandı. Pezeşkiyan aynı yıl eşini ve çocuklarından birini trafik kazasında kaybetti. Geriye kalan iki oğlunu ve kızını tek başına büyüttü ve bir daha evlenmedi. Pezeşkiyan’ın siyasi kariyeri reformcu Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi döneminde başladı. Yaklaşık altı yıl rektörlük yaptıktan sonra Hatemi’nin ikinci döneminde (2001-2005) önce Sağlık Bakan Yardımcısı ve altı ay sonra da Sağlık Bakanı olarak atandı. Mahmud Ahmedinejad’ın göreve gelmesiyle yaklaşık 2 yıl herhangi bir resmi görev üstlenmeyen Pezeşkiyan, 2007 yılında Tebriz milletvekili olarak Meclise girdi. Sonraki yıllarda yapılan müteakip dört genel seçimde de aynı başarıyı gösteren Pezeşkiyan, 2016 yılında reformcuların oluşturduğu “Ümit Fraksiyonu’nun” desteğiyle 158 oy alarak Meclis Başkan Vekili olarak seçildi. İran’ın yeni cumhurbaşkanının 2013 ve 2021’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adaylığı AKK tarafından reddedildi. Kendi deyimiyle Devrim Rehberi Ali Hamenei müdahale etmemiş olsa 2024 milletvekilliği seçimleri için yaptığı başvuru da reddedilecekti. Adı sık sık yolsuzluklarla anılan pek çok İranlı siyasetçinin aksine İran kamuoyunda sicili temiz ve dürüst bir politikacı olarak bilinen Pezeşkiyan, pek çok yönüyle tipik reformcu siyasetçilerden farklı bir profil çizmektedir. Pezeşkiyan başta Eylül 2022’de başlayan Mehsa Emini protestoları gelmek üzere genel anlamda protestoların bastırılma şekli ve zorunlu örtünmeye riayet etmeyenlere yönelik Ahlak Polisi’nin müdahaleleri gibi toplumsal meselelerde sık sık rejimin tutumuna yönelik sert eleştirileriyle gündeme gelse de sisteme sadık biri olarak bilinmektedir. Pek çok reformcu siyasetçinin aksine Devrim Rehberi’ni anarken genellikle muhafazakâr siyasetçiler içerisinde revaçta olan ve “büyük rehber” anlamına gelen “Rehber-i Muazzam” ifadesini kullanmayı tercih eden Pezeşkiyan, Hamenei’ye ve sisteme olan bağlığını hemen her fırsatta dile getirmekten geri durmamıştır. Ayrıca Pazeşkiyan, genellikle elit tabakadan gelen reformcu siyasetçilerin aksine İran kamuoyunda, güçlü ailevi ve siyasi bağlantıları olmayan halktan biri olarak tanınmaktadır.

Pezeşkiyan’ı Neler Bekliyor?

Pezeşkiyan, seçim kampanyası sırasında gerçekleştirdiği toplu buluşmalar, katıldığı televizyon programları, münazaralar ve verdiği özel röportajlarda İran’ın iç ve dış siyasetinin hassas meselelerine ilişkin önemli vaatlerde bulundu. İç politikada en hassas konuların başında gelen zorunlu örtünme ve Ahlak Polisi’nin ilgili örtünme kanunu riayet etmeyenlere yönelik fiziki müdahalelerine ilişkin hükümetinin her türlü güç kullanımının karşısında duracağı sözünü verdi.

Kampanyası boyunca sık sık sosyal hayattaki kısıtlamalara yönelik eleştiriler getiren Pezeşkiyan, kendisinin ve ekibinin özellikle kadınların sosyal ve politik hayatta aktif ve eşit rol almaları için çaba göstereceğini ve sosyo-ekonomik alanda kadınlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapan uygulamaları ortadan kaldıracağını söyledi. Tartışmalı meselelerden biri olan internet kısıtlamasına ilişkin halihazırda yürürlükte olan “verimsiz filtreleme” sistemini değiştirerek sosyal medyayı özgür bir platforma dönüştürmek de Pezeşkiyan’ın vaatleri arasında yer aldı. Dış politika alanında da yaptırımların kaldırılması yoluyla dünya ile ekonomik ve ticari ilişkilerin normalleştirilmesi, komşu ülkelerle ilişkilerin iyileştirilmesi, göç dalgasının durdurulması, turizmin canlandırılması, dünyayla bilimsel alışverişin artırılması ve benzeri hedefler de Pezeşkiyan’ın seçmene verdiği sözler arasında yer alıyor. Ne var ki yukarıda bahsedilen pek çok başlık, İran’da cumhurbaşkanından ziyade müesses nizamın tasarrufunda bulunmaktadır. Bu nedenle Pezeşkiyan’ın verdiği sözleri yerine getirmedeki başarı derecesinde Rehberlik Ofisi ve Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ile kuracağı ilişki belirleyici bir rol oynayacaktır. Mevcut konjonktür göz önüne alındığında Pezeşkiyan, tahmin edilenin aksine müesses nizamla uyumlu çalışabileceği bir ortam bulabilir.

Dış politikada Tahran yönetimi 7 Ekim’den bu yana ABD ve İsrail ile gerilen ilişkilere rağmen Batı ile müzakereden yana görünmektedir. Nitelim Devrim Rehberi Hamenei’nin uluslararası ilişkilerden sorumlu kıdemli danışmanı Kemal Harrazi’nin seçimin ertesi günü yayımladığı tebrik mesajında geçen şu ifadeler, Batı ile müzakereleri yeniden başlatması konusunda Pezeşkiyan hükümetine adeta açık çek verir nitelikteydi:

Zatıalilerinin dış politika alanında önde gelen uzmanlardan istifade edilmesi gerektiğine yaptığı vurgu, hükümeti döneminde Batı’nın İran halkına yönelik acımasız yaptırımlarının yol açtığı sorunların çözüleceği ve ülkemizin çıkarlarının güvence altına alınacağı konusunda ümit vaat ediyor. Şüphesiz ülke çıkarlarını güvence altına almanın en önemli esaslarından biri, diğer ülkelerle karşılıklı saygı ve eşitlik ilkesine dayalı diyalog geliştirilmesinden geçmektedir. Dış ilişkiler alanında strateji tasarlayarak Rehber’in onayına sunmakla görevli olan Dış İlişkiler Stratejik Konseyi, bütün birikimini hizmetinize sunmaya hazırdır.

İç politikada da özellikle Hamenei cephesinin Pezeşkiyan’ın öncelikleri arasında yer alan zorunlu örtünme ve Ahlak Polisi’nin uygulamaları konusunda belirli ölçüde esneklik göstereceğine dair önemli işaretler bulunuyor. Örneğin “uygunsuz” örtünenlere yönelik ağır cezalar öngördüğü belirtilen yeni başörtü yasası Meclis tarafından onaylanmasına rağmen aylardır Devrim Rehberi’nin doğrudan kontrol ettiği AKK tarafından bekletilmektedir. Geçtiğimiz nisan ayında Ahlak Polisi’nin uygunsuz örtündükleri gerekçesiyle bazı kadınlara yönelik tepkiye yol açan müdahalesi sonrası Hamenei’nin bazı yetkilileri bizzat uyardığı ortaya çıkmıştı. Dolayısıyla Pezeşkiyan, seçim kampanyası boyunca en çok eleştirdiği konuların başında gelen Ahlak Polisi’nin katı uygulamaları noktasında müesses nizamdan istediği desteği alabilir. Bununla birlikte Pezeşkiyan’ı büyük zorlukların beklediğini de belirtmek gerekir. Bunların başında mevcut Meclis aritmetiği geliyor. Mecliste güçlü bir konumda bulunan Celili’nin yakın olduğu Cebhe-i Paydari, yeni kabine üyelerinin güvenoyu almasından Pezeşkiyan’ın istediği reformları hayata geçirmesi için gerekli olan yasal düzenlemelerin yapılmasına kadar pek çok alanda zorluk çıkaracaktır. Ayrıca Pezeşkiyan’ın İbrahim Reisi döneminde kilit postlara yerleşmiş olan Hizb-i Paydari üyeleriyle de mücadele etmesi gerekecektir.

Sonuç olarak Pezeşkiyan, müesses nizamın iradesine rağmen cumhurbaşkanı seçilmiş reformcu bir siyasetçi değildir. Aksine mevcut konjonktürde en uygun profillerden biri olduğu için cumhurbaşkanı olmasına izin verilmiştir. Dolayısıyla Pezeşkiyan’ın cumhurbaşkanı olması, İran’ın iç ve dış siyasetinde kaçınılmaz olarak büyük değişimler olacağı anlamına gelmemektedir. Pezeşkiyan, İran’da değişim isteyenler için küçük de olsa bir umut ışığı sunsa da İran’ın karmaşık siyasi yapısı içerisinde büyük zorluklarla karşı karşıya kalacaktır. Bir bütün olarak bakıldığında ise İran’ın yeni cumhurbaşkanının yönetiminin başarısı, İran siyasetinki çeşitli güç odaklarıyla kuracağı dengeli ilişkiye bağlı olacaktır.