Kırgızistan-Tacikistan Sınırındaki Çatışmalar

Kırgızistan-Tacikistan Sınırındaki Çatışmalar
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

14 Eylül’de, Kırgız ve Tacik sınır muhafızları arasında çatışma başladığında iki ülkenin cumhurbaşkanları Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesine katılmak için Semerkant’ta bulunuyordu. 16 Eylül’deki Semerkant Zirvesi’nin oturum aralarında Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ve Tacik mevkidaşı İmamali Rahman bir araya geldi. Sınırdaki son durumun ele alındığı belirtilen görüşmede, iki cumhurbaşkanının sorunu diplomatik yollarla çözme konusunda fikir birliğine vardıkları açıklandı. Hatta Kırgız tarafı iki cumhurbaşkanının ateşkes konusunda anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Kırgızistan Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada; iki ülke liderinin, ilgili kurumlarına sınırdaki temas hattından güçlerini çekmeleri talimatını vermeyi kabul ettiği ifade edildi. Ancak buna rağmen aynı gün çatışmaların yeniden başladığı haberleri geldi. Kırgız makamları, Tacik güçlerinin sınırdan yaklaşık 10 km uzaklıktaki Batken şehrini havan topu ile hedef aldığını duyururken Tacik güvenlik kaynakları; Kırgızistan’ın, yeni teslim edilen Bayraktar insansız hava aracını kullanarak sivil yerleşimleri bombaladığını öne sürdü. İlk belirlemelere göre 20 Eylül itibarıyla çatışmalarda her iki taraftan yaklaşık 100 kişi hayatını kaybetmiştir. Yüzlerce yaralının olduğu belirtilirken can kaybının artmasından endişe edilmektedir. Sivil yerleşimler ve altyapıların hedef alındığı belirtilen çatışmalarda, ölenler arasında askerî personelin yanı sıra kadın ve çocuklar da bulunmaktadır. Kırgızistan Acil Durumlar Bakanlığı yetkilileri, 18 Eylül itibarıyla yaklaşık 136 bin kişinin güvenlik kaygıları nedeniyle bölgeyi terk ettiğini açıkladı.

Sovyet Mirası Anlaşmazlıklar

Kırgızistan ve Tacikistan arasındaki sınır anlaşmazlıklarının kökleri büyük ölçüde Sovyetler Birliği’nin çöküşüne dayanmaktadır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından kurulan, aralarında Kırgızistan ve Tacikistan’ın da bulunduğu bağımsız Orta Asya devletleri, 1920’lerde Josef Stalin’in yönetimi altında çizilen sınırları korumuştur. Sovyet Dönemi’nde çizilen üye cumhuriyetler arasındaki bu yapay ve karmaşık sınırlar, Orta Asya ülkeleri arasında ciddi sorunlar ve çatışmaları tetiklemiştir. Günümüzde Kırgızistan ve Tacikistan arasında yaşanan çatışmaların ana nedeni, sınır belirleme konusundaki anlaşmazlıklardır. Yaklaşık 980 km’lik ortak sınırı paylaşan iki ülke sınır hattının ancak 520 kilometresinin belirlenmesi ve işaretlenmesi konusunda anlaşma sağlanabilmiştir. İki ülke arasındaki sınır hattının geri kalanının belirlenmemiş olması, sınır bölgelerinde yaşayanlar arasında su, yol, mera ve toprak kaynaklarının kullanımı konusunda anlaşmazlıklar yaşanmasına neden olmakta ve bunun sonucu olarak bölge zaman zaman kanlı çatışmalara tanık olmaktadır. Son 10 yılda bölgede 150’den fazla çatışma rapor edilmiştir.

Son olarak Nisan 2021’de bölgedeki su kaynaklarının paylaşımı konusunda yaşanan anlaşmazlık üzerine çıkan çatışmada 55 kişi hayatını kaybetmiştir. Genellikle her iki ülkenin düzenli ordu birimleri arasında yaşanan bu çatışmalarda, ağır silahların kullanıldığı görülmektedir. İki ülke arasındaki krizin en önemli merkezi Voruh bölgesidir. Voruh bölgesi, Tacikistan topraklarının bir parçası olup ana vatan ile coğrafi bağlantısının olmaması nedeniyle Tacikistan’ın diğer bölgeleriyle ulaşım sorunları yaşamaktadır. Kırgız tarafı, yaklaşık 30 bin kişinin yaşadığı tahmin edilen Voruh bölgesini, Kırgızistan’ın Batken bölgesinden 12 bin hektar arazi ile takas etme önerisi getirmiştir. Ancak bu öneri, Tacikler tarafından kabul edilmemiştir.

Çatışmaların Zamanlaması

Kırgız-Tacik sınırı çeşitli ölçeklerde ve ağırlıkta düzenli çatışmaların yaşandığı bir bölgedir. Daha önceki çatışmalarda olduğu gibi her iki taraf birbirini çatışmayı başlatmak ve tırmandırmakla suçlayan açıklamalarda bulunsalar da bu çatışmalarda saldırgan taraf genellikle Tacikistan’dır. Özellikle son çatışmalarda Taciklerin anlaşmazlığa konu olmayan Kırgızistan’daki Batken kentinin hedef alınması, bu iddiaları doğrular niteliktedir. Çatışmaların büyüklüğüne, çatışmalarda yer alan ağır askerî araçlar ve ordu birliklerinin sayısına bakılırsa bu saldırı, önceden tasarlanmış bir askerî harekât olabilir. Rahman yönetiminin mevcut koşullarda Kırgızistan’a silahlı saldırı başlatması, Tacikistan’ın içerisindeki bir dizi siyasi ve toplumsal gelişmelerle açıklanabilir. Bir süredir, Tacikistan’ı 30 yıldır yöneten 69 yaşındaki Rahman’ın görevini oğluna devretmeyi planladığına dair spekülasyonlar gündeme gelmektedir. Hâlihazırda Tacikistan Parlamentosunun en üst kanadı olan Millî Meclis Başkanlığı görevini yürüten Rahman’ın oğlu Rüstem İmamali, yıllardır çeşitli makamlarda bulunmuş ve ülke yönetimiyle ilgili tecrübe kazanmış bir isimdir. Ancak buna rağmen kısa bir savaş sonrası gelen hızlı bir zafer ve güç gösterisi, iktidar geçişini kolaylaştırabilir. Bir diğer neden de Rahman yönetiminin hem yerel hem de uluslararası izleyicilerin dikkatini Pamiri azınlığın yaşadığı Gorno-Badahşan Özerk Bölgesi’ndeki yönetim karşıtı protestolardan uzaklaştırmak istemesi olabilir. Yerel bir aktivistin güvenlik güçleri tarafından öldürülmesinin ardından Kasım 2021’de başlayan protestolar, Rahman yönetimi açısından oldukça baş ağrıtıcı soruna dönüşmüştü. Yüz ölçümü olarak Tacikistan’ın %45’ini ve nüfusun yalnızca %3’ünü oluşturan bölge, son yıllarda birçok protesto ve çatışmaya sahne olmuştur. Son olarak Mayıs 2022’de meydana gelen protestolarda 200 kişi hayatını kaybetmiştir. O tarihten beri protestoları bastırmak için devletin aldığı sert önlemlere rağmen bölgedeki gerginlik devam etmektedir.

Süreç Nereye Evrilir?

Orta Asya’nın eski Sovyet cumhuriyetleri, 1991’de Sovyetler Birliği’nin çöküşünden bu yana sınır anlaşmazlıkları yaşamaya devam etmektedir. Durum özellikle Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan sınırlarının kesiştiği Fergana Vadisi’nde çok daha karmaşıktır. Yıllardır genellikle çatışmaların tırmanmasından sonra yapılan müzakerelerden kalıcı bir anlaşma çıkmaması, sorunun karmaşıklığını göstermektedir. Her çatışma, iki ülke arasındaki düşmanlığı biraz daha derinleştirerek uzlaşı olasılığını daha da zayıflatmaktadır. Sorunun tarihçesi ve karmaşıklığı göz önüne alındığında Kırgızistan ve Tacikistan’ın bu anlaşmazlığının dış ara bulucular olmadan çözülebilmesi pek olası görünmemektedir. Uluslararası toplum ve uluslararası örgütlerin olaya müdahale ederek uzlaştırmaya yardım etmesi, sorunun çözümünü kolaylaştırabilir.