Neçirvan Barzani’nin İran Ziyareti

Neçirvan Barzani’nin İran Ziyareti
Gerek ziyaretin zamanlaması gerekse Barzani’nin ağırlanma biçimi, Tahran’ın ikili ilişkilerinde yeni bir sayfa açma niyetini ortaya koyuyor.
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani 5 Mayıs Pazar günü üst düzey yetkililerden oluşan kalabalık bir heyetle Tahran’a resmî bir ziyaret gerçekleştirdi. 3 yıl aradan sonra gittiği Tahran’da tam bir devlet başkanı gibi ağırlanan Barzani, 2 gün süren ziyareti kapsamında Devrim Rehberi Ali Hamenei, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Millî Güvenlik Yüksek Konseyi (MGYK) Genel Sekreteri Ali Ekber Ahmediyan ve Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami ile görüştü. Hamenei, İranlı yetkililerle görüştüğü özel odasında ağırladığı Barzani’ye “Gerek Iraklı gerek İranlı olsun Kürt toplumunu kendimize diğer milletlerden daha yakın görüyoruz. Onlar bizim bir parçamızdır.” dedi. İran’daki temaslarının ardından Tahran’da basın toplantısı düzenleyen Barzani “İran’la ilişkilerimizde yeni bir aşamaya girdik. Ziyaretimizde mevcut sorunların çözümüne yönelik ciddi bir irade gördük.” dedi.

İki taraf arasındaki ilişkiler 2017 yılındaki bağımsızlık referandumundan bu yana çalkantılı bir seyir izledi. Reisi yönetiminin işbaşına gelmesinden bu yana İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan’ın Erbil’e anlamlı bir ziyareti olmazken Barzani en son 3 sene önce Reisi’nin yemin törenine katılmak üzere Tahran’a gitmişti. İran’ın zaman zaman “İran karşıtı silahlı grupların üslerinin bulunduğu ve MOSSAD’ın casusluk merkezlerine ev sahipliği yaptığı” gerekçesiyle Erbil’i roket ve drone saldırılarıyla hedef alması nedeniyle Tahran-Erbil ilişkileri son 2 yıldır gerilimliydi. Ancak gelinen noktada Tahran, Erbil ile ilişkilerini gözden geçirme kararı almış gibi görünüyor. Gerek ziyaretin zamanlaması gerekse Barzani’nin ağırlanma biçimi, Tahran’ın ikili ilişkilerinde yeni bir sayfa açma niyetini ortaya koyuyor. Ziyarete ilişkin İran basınına yansıyan haberlerden, görüşmelerin ana ekseninde güvenlik meselelerinin yer aldığı anlaşılıyor. Bu kapsamda “İran-Irak Güvenlik Anlaşması’nın eksiksiz uygulanması, İran karşıtı terörist gruplar ve düşman siyonist unsurlarla etkin mücadelenin” İran tarafının başlıca talepleri olduğu belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Reisi; Barzani’den, IKBY’nin kontrol ettiği toprakların “siyonist düşman unsurlardan ve İran karşıtı gruplar tarafından istismar edilmesine engel olmasını” istedi. Mart 2023’te Irak Başbakanlık Ofisi ile İran MGYK ortak bir açıklama yaparak iki ülkenin sınır güvenliğini sağlamaya yönelik bir anlaşma imzalandığını duyurmuştu. Anlaşmanın içeriği tam olarak açıklanmadı. Ancak İranlı yetkililerin açıklamalarından “İran karşıtı silahlı Kürt grupların silahsızlandırılarak İran sınırına yakın bölgelerden uzaklaştırılmasının” anlaşmanın önemli maddelerinden biri olduğu anlaşılıyor. Irak tarafının bu anlaşmanın uygulanması yönünde attığı adımlara rağmen Tahran, anlaşmanın tam olarak uygulanmadığı yönündeki eleştirilerini dile getirmeye devam ediyor. Bu konuda özellikle IKBY yetkilileri, İran-Irak Güvenlik Anlaşması’nın tam olarak uygulanmasına yeterince önem vermemekle eleştiriliyor.

Ziyaretin Türkiye Boyutu

İran’ın IKBY ile ilişkilerini düzeltme motivasyonlarından biri de Erbil’in Tahran’dan uzaklaşarak Ankara’ya yanaşması. Son dönemde Ankara ile Bağdat-Erbil arasında artan görüşme trafiği İran tarafından yakından izleniyor. Özellikle Kalkınma Yolu Projesi, Körfez ülkelerini Türkiye’ye bağlayarak bölgenin jeopolitiğini etkileme kapasitesi nedeniyle İran’ın radarında. Konuyla ilgili İran basınında yer alan değerlendirmelerde, Kalkınma Yolu’nun İran’ı baypas edeceği ve sonuçları itibarıyla İran’ın jeoekonomik konumunu zayıflatacağı görüşü hâkim. Projenin hayata geçirilmesi durumunda Türkiye ile Irak arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin güçlenmesine bağlı olarak Ankara’nın Irak’taki nüfuzunun artmasından ve İran’ın Irak pazarındaki payını önemli ölçüde Türkiye’ye kaybetmesinden endişe ediliyor. İran’ın hâlihazırda Irak’la ticaret hacmi 2,5 milyarı IKBY ile olmak üzere toplam 10 milyar dolar civarında. Taraflar bu rakamı kısa vadede (5 yıl) 20 milyar, uzun vadede 40 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Kalkınma Yolu’yla ilgili endişeler, İran’ın Irak pazarındaki payıyla sınırlı değil. Kalkınma Yolu’nun, ticaret ve ulaşım güzergâhlarını İran aleyhine değiştirerek İran’ın transit ticaretteki konumunu olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor. Bu anlamda Kalkınma Yolu çerçevesinde yapılmakta olan Irak’ın Faw Limanının, gelecekte İran’ın Hürremşehr ve Çabahar limanlarına zorlu bir rakip olacağına dikkat çekiliyor. Örneğin İran Ticaret Odası Ulaştırma ve Lojistik Komisyonu Başkanı Seyyid Ali Hüseyni, Faw Limanının gelecekte İran’ın Türkiye’ye olan transit trafiğini olumsuz etkileyeceğine inanıyor. Hüseyni’ye göre Türkiye’nin Basra Körfezi’ne doğrudan ulaşımının en iyi yolunun İran üzerinden olduğu dikkate alındığında, bu koridorun hayata geçmesiyle birlikte İran denklemden çıkacak ve İran’ın yerini Irak alacaktır. Böylece Türkiye’nin Basra Körfezi’ndeki etkinliği artarken İran’ın transit ve uluslararası ticaretteki konumu zayıflayacaktır.

Kalkınma Yolu’yla ilgili çalışmalar sürerken Tahran, İran’ı Irak demir yoluna bağlayacak Şelemçe-Basra Demir Yolu projesinin hızlandırılması için Bağdat’a baskı yapıyor. Aynı zamanda İran, Irak’ın Basra kentinden Suriye sınırlarına kadar olan kara yolu koridoru ve demir yolu hattını Bağdat yönetimine kabul ettirmek istiyor. Böylelikle İran, Irak demir yolu hattı üzerinden Suriye ve Lübnan’daki Akdeniz limanlarına bağlanarak “büyük rüyası” olan “Doğu-Batı Projesi”ni hayata geçirebilecektir. Hazar Denizi ve Basra Körfezi’nden sonra Akdeniz’e erişim, İran’a istisnai bir konum kazandıracaktır. Ancak Bağdat, Faw Limanını zayıflatacağı gerekçesiyle Şelemçe-Basra Demir Yolu hattının sadece yolcu taşımacılığıyla sınırlı tutulmasını istiyor. Aynı şekilde Doğu-Batı Projesi de Kalkınma Yolu’na rakip olarak görüldüğü için Bağdat tarafından sıcak bakılmıyor. İran’ın Irak’ta siyasi ve ekonomik alanlar ile güvenlik konusunda önemli bir etkiye sahip olduğu göz önüne alındığında, Tahran’ın tutumu Kalkınma Yolu’nun geleceği açısından belirleyici olabilir. Tahran’ın; ulaşım koridorları, enerji ve terörle mücadele gibi alanlarda geniş iş birliğini kapsayan Ankara ile Bağdat’ın ortak vizyonuna yönelik nasıl bir tutum sergileyeceği şimdilik belirsizliğini koruyor. Son günlerde İran’ın PKK’ya yönelik tutumu hakkında Türkiye’den gelen üst üste eleştiriler, Tahran’ın Türkiye’nin Irak’taki nüfuzunu sınırlandırmak için yeniden PKK kartına başvurmaya hazırlandığını düşündürtse de bu konu henüz net değil. Ancak her hâlükârda bölgenin ekonomik ve ticari dengelerini etkileyecek bu kadar büyük bir projeyi İran’ın sessizce izlemesi pek olası görünmüyor.