Haftalık Basın Özeti 10-16 Aralık 2016 (20-26 Azer 1395)
Halep Kuşatması ve İran
Halep’in Rusya ve İranlı Şii milislerin yardımıyla Esad rejim ordusu tarafından ele geçirilmesi sonucu ortaya çıkan insani drama Türkiye seyirci kalmadı. Türkiye’nin öncülüğünde başlatılan ara buluculuk kapsamında sivillerin Halep’ten tahliyesine başlandı. Ancak tahliyeler zaman zaman Şii milisler tarafından sabote edilmektedir. İran, Halep’in geri alınmasını bir zafer olarak değerlendirerek Musul, Yemen ve Bahreyn’in de ileride özgürlüklerine kavuşmasında önemli rol oynayacağını savundu. Ayrıca, İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı tebrik etmiş, Suriye Savunma Bakanı mevkidaşı İranlı Dehgani ile görüşerek İran’a katkılarından ve desteğinden ötürü teşekkürlerini bildirmiştir. Halep operasyonlarında Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani’nin de bölgede yer aldığı iddia edildi.
İran'da Tribünler Politize Mi Oluyor?
Geçen hafta sonu Tahran’ın Azadi stadyumunda İran Süper Liginin en önemli takımlarından Tebriz’in Traktörsazi takımı ile Tahran’ın Persepolis takımı karşı karşıya geldi ve maçı Traktörsazi 2-1 kazandı. Karşılaşmayı esas ilginç kılan maçın sonucundan ziyade Traktörsazi takımının ateşli taraftarlarının İran’ın resmi politikalarını eleştiren sloganlar atmasıydı. Türklerin ülkede ayrımcılığa maruz kaldığına inanan taraftarlar tepkilerini, İran ve Arap dünyası arasında epeyi bir süredir Fars Körfezi ve Arap Körfezi şeklindeki tartışmaya stadyumda “Arap Körfezi” sloganları ile dile getirmeleri oldu. Bu durum birçok yetkilinin canını sıktı ve İran Futbol federasyonu Traktörsazi takımının cezalandırılması için düğmeye basmış durumda. Kulüp yetkilileri ise yaptıkları açıklamada Traktörsazi’nin yükselişini hazmedemeyen çevrelerin takımları aleyhinde düzenledikleri bir komplo olduğunu ileri sürdüler. Traktörsazi takımı, Tebriz başta olmak üzere İran Türklerinin etnik kimliklerini ibraz etme enstrümanlarından birine dönüşmüş durumdadır.
Hasan Ruhani’den Nükleer Talimat
Amerika’nın İran’a yönelik yaptırımları 10 yıl daha uzatma kararı almasından sonra İran’ın vereceği tepki merak ediliyordu. Amerika’nın İran’ın P 5+1 ülkeleriyle 2015 yılında imzaladığı Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) anlaşmasını ihlal etmesinden sonra Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Milli Güvenlik Yüksek Konseyi ve KOEP’i Denetleme Heyetinde alınan kararlar sonucu Dışişleri Bakanı ve Atom Enerjisi Kurumu Başkanına bazı talimatlar verdi. Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’ten konunun uluslararası alanda takipçisi olmasını ve eylem raporlarını bir ay içinde kendisine sunmasını isteyen Ruhani, Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi’den de deniz yolu taşımacılığında kullanmak üzere nükleer yakıt üretilmesini istedi.
Burucerdi: İngiltere ile İlişkileri Gözden Geçireceğiz
İngiltere Başbakanı Theresa May'in, Suudi Arabistan’ın daveti üzerine Körfez İş Birliği Teşkilatı toplantısında yaptığı İran’a yönelik açıklamalar İran kamuoyunda geniş yankı buldu. İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Siyaset Komisyonu Başkanı Alaaddin Burucerdi yaptığı açıklamada İngiltere’nin İran ve Arap Dünyası ile olan ilişkilerini zedelemek istediğini, İngiltere’nin Körfez’de yeni askeri üs ve silah satışı peşinde koştuğunu dile getirdi. Burucerdi konuşmasının devamında, Körfez devletlerinin ve İngiltere’nin bu hamlelerinin İran’ı caydıramayacağını söyledi ve İngiltere’yle olan ilişkileri sınırlandırma tehdidinde bulundu.
Ali Hamenei: Haşd-i Şabi Desteklenmeli
Devrim Rehberi Ali Hamenei 11 Aralık Pazar günü Irak Şiileri Milli İttifak Başkanı Hüccetü’l İslam Ammar Hakim ile görüşmesinde Milli İttifakın hedeflerine ulaşabilmesinin birlik ve dayanışmayı sağlamaktan geçtiğini hatırlattı. Devrim Rehberi İran’daki Besic Teşkilatının benzeri olarak Irak’ta Şiiler tarafından İran’ın desteğiyle kurulan Haşd-i Şabi’nin, Irak’ın bugünü ve yarını için büyük bir servet ve büyük bir kazanım olduğunu ve daha fazla güçlendirilmesi ve desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Besic Teşkilatının Yeni Başkanından Musevi ve Kerrubi’ye Sert Sözler
Geçtiğimiz hafta Devrim Rehberi Ali Hamenei tarafından ‘Besic Teşkilatı Başkanı ve Devrim Muhafızları Ordu (DMO) Komutanının Besic Teşkilatı’ndan Sorumlu Vekili’ olarak atanan Tuğgeneral Gulam Hüseyin Gaybperver 11 Aralık Pazar günü Besic Haber Ajansına yaptığı açıklamada 2014 yılında Fars eyaleti Fecr Ordusu komutanlığını yaptığı sırada 2009 olaylarının sorumlularından Mir Hüseyin Musevi ve Mehdi Kerrubi’ye yönelik sarf ettiği ‘Siyasi Necis’ sözlerinin bugün de arkasında olduğunu söyledi. Mir Hüseyin Musevi ve Mehdi Kerrubi’nin ‘Siyasi Necis’ olduğunu ve zemzem suyuyla yıkansalar da temizlenemeyeceklerini belirten Besic Teşkilatı Başkanı, bunların ancak millet ve Rehber huzurunda tövbe etmeleri ve pişmanlıklarını dile getirmeleri suretiyle temizlenebileceklerini vurguladı.
İran Savunma Bakanından Tehdit
İran Savunma Bakanı Hüseyin Dehgan yaptığı bir konuşmada İsrail Cumhurbaşkanı Netanyahu’nun önümüzdeki günlerde ABD’nin yeni başkanı Donald Trump ile İran’ın P 5+1 ülkeleriyle 2015 yılında imzaladığı Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) anlaşmasının iptali ve alternatifleri hakkında görüşeceğini açıkladı. Trump’ı Ortadoğu’daki istikrarsızlığın ve kaosun kaynağı olarak niteleyen Hüseyin Dehgan, İran düşmanları maddi imkanlarına güvenerek yanlış hesaplar sonucunda İran’a savaş açarlarsa, İsrail ve Körfez’deki Arap ülkelerini yok edeceklerini ve bunun da üçüncü dünya savaşına neden olabileceğini söyledi.
Yüksek Maaş Alan Üst Düzey Yetkililere Denetleme Kurumu Tarafından İnceleme Başlatıldı
Yargıtay Başkan Yardımcısı Muhsin Ejei 11 Aralık Pazar günü muhabirlerle yaptığı görüşmede Denetleme Kurumu’nun yüksek maaş alan 150 binden fazla müdürün listesini hazırladığını ve Devrim Muhafızları Ordusu İstihbaratının da bu alanda 16 dosyasının mahkemeye gönderildiğini bildirdi. Hükümetin ve Sayıştay’ın astronomik maaşlar hakkında hiçbir dosyayı Yargıtay’a göndermediklerini söyleyen Muhsin Ejei, hükümet ve Sayıştay’a gerekli işlemleri yapmaları için yeterince fırsat verdiklerini ifade etti.
İslam Dünyası Elitleri Kurumu Müdürü’nden Ruhani’ye Tepki
İslam Dünyası Elitleri Kurumu Müdürü Muhammed Hasan Gadiriebyane katıldığı bir programda halkın birçok sorunu olduğunu ve buna cevap beklediklerini, bugünkü ekonomik sorunların en etkili sebeplerinden birinin zenginlerin sübvansiyonlardan yararlanması olduğunu söyledi. Muhammed Hasan Gadiriebyane, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin siyasi çıkarları sebebiyle mecliste onaylanan, zenginlerin sübvansiyonlardan yararlanmasını kısıtlayan kararları uygulamadığını da belirtti. Gadiriebyane ayrıca, Hasan Ruhani’nin yaklaşan seçimlerde oy kaybetmemek için bunu yapmadığını ileri sürdü.
Hasan Ruhani: Sünnilerin İsteklerini Bakanlarıma İlettim
Hasan Ruhani 11 Aralık Pazar günü Cumhurbaşkanlığında Vahdet Haftası arifesinde İran’daki Ehli Sünnet mezhebine mensup bazı gruplarla görüştü. İran’ın Etnik ve Dini Azınlıklar İşleri Özel Temsilcisi olan ilk cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatan Ruhani, azınlıkların bazı haklardan mahrum kaldığını ancak eksikliklerin giderilmesi için çalışacağının teminatını verdi. Dini, ırkı, yaşadığı yer ve mesleği ne olursa olsun İran vatandaşı herkesin vatandaşlık haklarını kullanması gerektiğini söyleyen Hasan Ruhani, ülkede mezhep, etnik ve cinsiyet ayrımı sorunları olduğunu ve bu sorunları çözmeleri gerektiğini belirtti. Bakanlardan birinin ehli sünnet mensubu birini yardımcı olarak seçtiğini ve kendisinin de bunu onayladığını belirten Ruhani, dışişleri bakanın da sünni bir büyükelçi atadığını belirtti.
İran’da Milletvekili Sayısı Artıyor
Cumhurbaşkanının Parlamento’dan Sorumlu Yardımcısı Hüseyin Ali Emiri mecliste milletvekili sayısının artırılmasına ilişkin hazırlanan tasarının hükümet tarafından kabul edildiğini bildirdi. Mevcut İran Parlamentosunda 290 milletvekili bulunurken kabul edilen yasa ile birlikte bu sayı 322’ye çıkacaktır. Bu tasarının (1398) 2020 meclis seçimlerinde yürürlüğe girmesi planlanıyor.
KOEP Bizim İçin Türkmençay Antlaşmasından Daha Kötüydü
İran eski İtalya büyükelçisi Ebu’l Fazl Zohrevend Şiraz Üniversitesi’nde Şark Gazetesi müdürü Mehdi Rahmaniyan ile yaptığı bir münazarada İran’ın P 5+1 ülkeleriyle 2015 yılında imzaladığı Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) anlaşmasının İran’ın 1828 yılında Rusya ile yaptığı Türkmençay Antlaşması’ndan daha kötü olduğunu söyledi. Bu anlaşmanın İran için hiçbir zaman övünülecek yanı olmadığını belirten Zohrevend, dış politikada İran’ın sürekli aynı eksende döndüğünü belirtti.
Astronomik Maaşlara Müdahale
Devrim Rehberi Ali Hamenei’nin astronomik maaş alanların üzerine yetkililerin daha fazla gitmeleri gerektiği yönündeki uyarısı üzerine hükümet harekete geçti. Astronomik maaşların siyasi malzeme edilmesini eleştiren Hükümet Sözcüsü Muhammet Bakır Novbaht mevzubahis olan 23 milyar tümen için kamuda çalışan 90 bin 470 müdürün maaşlarının incelendiğini söyledi. 20 milyon tümen olarak belirlenmiş olan tavan aylıktan fazla aldıkları tespit edilen 397 kişinin ise aldıkları fazla ücreti geri iade ettiğini belirtti. Yüksek maaş alan 11 müdürü mahkemeye çağırdıklarını belirten Tahran Savcısı Abbas Caferi Devletabadi savcılığın girişimleri sonucu içlerinden on kişinin yaklaşık 1.480.000.000 tümeni iade ettiklerini belirtti. Bugüne kadar sadece Devrim Muhafızları Ordusu İstihbarat Kurumu ve Denetleme Kurumunun raporları gönderdiğinin altını çizen Devletabadi, kendilerine bir ay süre vermelerine rağmen Sayıştay’ın, Hükümetin ve İstihbarat Bakanlığının henüz raporlarını göndermediğini vurguladı.
Devrim Muhafızları Ordusu Komutanından Amerika’ya Eleştiriler
Gülistan eyaleti Savaşçılar Kongresi’nde konuşan Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Orgeneral Muhammet Ali Caferi Amerika’nın İslam İnkılabına olan düşmanlığının çok açık olduğunu ve İran’ın P 5+1 ülkeleriyle 2015 yılında imzaladığı Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) anlaşmasında sergilediği tavrın İran’a olan düşmanlığının en belirgin ispatı olduğunu söyledi. Caferi ayrıca, dış düşmanların yanında iç düşmanları da tanımaları gerektiğini vurgulayarak dünyadaki bütün devrimlerin dış düşmandan çok iç düşmandan darbe yediğini hatırlattı.
İran’da "Çelişkili" Konferans
İran, bir yandan bölgede izlediği dış politika ile İslam Dünyasında derin ayrışmalara neden olurken öte yandan Uluslararası Vahdet Haftası Konferansı düzenlemektedir. Ancak konferansa hem katılım oranı ve hem katılımcıların profil düzeyi oldukça düşüktü. Bölge ülkeleri ve Sünni kökenli Müslümanları hedef tahtasına yerleştiren İran, artık İslam dünyasından beklenen ilgiyi görmüyor olacak ki böyle bir durumla karşı karşıya kaldı. Ayrıca İran söz konusu platformu Müslümanlar arasında vahdeti sağlamak amacıyla değil, katılımcılara Şii mezhebini daha meşru bir ortamda tebliğ edebilmek için bir araç olarak kullanmaktadır.
Uçak Alımı Anlaşmalarında Sona Gelindi
Uzun uğraşlar sonrası İran'a uçak satmak için ABD hükümetinden izin alan Boeing ve Airbus şirketlerinin İran tarafıyla yaptıkları anlaşmalarda sona yaklaşıldı. 11 Aralık 2016 tarihinde imzalanan 16.6 milyar $ değerindeki anlaşma ile Boeing şirketi İran'a sattığı 80 adet yolcu uçağını 2018 yılından itibaren önümüzdeki 10 yıl içinde teslim edeceğini beyan etti. Bu anlaşmanın İran İslam Devrimi'nden bu yana İran-ABD tarihindeki en büyük anlaşma olduğunu belirten İran Karayolları ve Şehircilik Bakanı Abbas Akhoundi, bu anlaşma ile İran'da yeni istihdam imkanlarının da oluşacağını sözlerine ekledi. Airbus şirketinin İran ile yaptığı ve 100 yolcu uçağının satışını kapsayan anlaşmada da sonra yaklaşıldığını açıklayan İran Hava Yolları Genel Müdürü Farhad Parvaresh, Airbus uçaklarının ilk tesliminin Mart 2017 de yapılabileceğini belirtti. Bu anlaşmaların İran açısından istihdam yaratma ve uçak filosunu yenileme avantajlarının yanı sıra Batılı firmaların İran ile yapılacak anlaşmalara bakış açısını da etkilemesi yönüyle önemli. İran böyle yüksek meblağların ödenmesi konusunda başarılı olduğu takdirde daha pek çok şirket ile anlaşma yönünde sağlam adımlar atabilme imkanı olacak.
Madencilikte Yabancı Yatırımcı İhtiyacı
İran Maden ve Maden Endüstrileri Kalkınma ve Yenileme Organizasyonu başkanı Mehdi Karbasian 2017 yılının Mart ayından itibaren çelik, demir cevheri, altın ve bakır madenciliği alanlarında 42 adet projeye başlanacağını açıkladı. Yaklaşık 30 milyar dolar çelik sektörünün ve 20 milyar dolar bakır, alüminyum ve diğer sektörlerin ihtiyacı olduğunu belirten Karbasian, projelerin gerçekleştirilmesi için gereken 50 milyar dolarlık yatırımın yabancı yatırımcı ihtiyacı olduğunun altını çizdi. Ancak ülkenin bazı kesimlerinden Hyundai ile yapılan 10 adet gemi yapımı ile ilgili anlaşmaya bile tepkilerin gelmesi ve anlaşmanın iptalinin talep edilmesi göz önünde bulundurulduğunda böyle geniş çaplı projelerin tamamen yabancı yatırımcılarla yapılması ülke içinde ve Direniş Ekonomisi Doktrini çerçevesinde sorunlar doğuracak gibi görünmektedir.
Yaptırımların Süresi Uzatıldı
Libya-İran Yaptırımları Yasasının 10 yıl daha uzatılmasını öngören yasa tasarısı ABD Senatosu’nda kabul edilerek Beyaz Saray’a gönderilmiş ve Obama'nın tasarıyı imzalayıp imzalamayacağı oldukça hararetli tartışmalar meydana getirmişti. Bu hafta Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, İran Yaptırımları Yasası'nın uzatılmasının Obama'nın imzası olmadan yasalaştırılacağını açıkladı. Bu konuda açıklamalar yapan İran tarafı bu uygulamanın Nükleer Anlaşma'yı ihlal ettiğini ve İran'ın bu konuda hamleler atacağını belirtmesinin ardından İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Avrupa Birliği Dış Politika Birimi'ne ortak bir komisyon çağrısını içeren bir mektup gönderdi. ABD yaptırımlarının çoğunun devam ediyor olması ve 10 yıl daha uzatılması, İran'a gelme ihtimali olan yabancı yatırımcıları ürkütecek gibi görünmekte.
Abyek Belediye Başkanı Alirza Rebbani Gözaltına Alındı
İran’ın Kazvin Eyaleti Abyek Belediye Başkanı Alirza Rebbani ve bazı çalışanları rüşvet alma ve yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alındılar. Kazvin Savcılığının halkla ilişkiler bürosundan yapılan açıklamada Abyek Belediye Başkanı ve bir çalışanın geçici olarak gözaltına alındığı bildirildi. Bu konuyla ilgili toplamda 11 kişinin tutuklandığı, bunlardan 7 tanesinin müteahhit ve diğer dördünün belediye çalışanı olduğu basına yansıdı. Belediyelerdeki rüşvet ve yolsuzluklarla ilgi haberlere sık rastlanan İran’da geçtiğimiz günlerde İran’ın Doğu Azerbaycan Eyaletinin Bonab Belediye Başkanı, yardımcısı, bir meclis üyesi ve 10 belediye çalışanı da tutuklanmıştı.
İran’da Trafik Kazaları
İran, trafik kazalarında ve kaza sonucunda can kaybı bakımından dünyada önde gelen ülkelerdendir. Kaza sonucu milyonlarca yaralı ve normal hayata dönemeyecek derece engelli kalanların sayısının çokluğu da halk ve toplum için kaygı verici boyutlardadır. Çünkü bunların büyük çoğunluğu ailesine ve topluma yük olarak yaşamaktadırlar. Bu durum, sayılarla şöyle anlatılmaktadır: Son 10 yılda trafik kazalarında 235.050 kişi ölmüş, 2.221.810 kişi yaralanmıştır. Kazalarda ölenlerin %41,7’si 29 yaşın altındaki genç nüfustan oluşuyor. Son 10 yılda trafik kazasında ölenlerin sayısı 8 yıl süren İran-Irak savaşında ölenlerin sayısıyla eşit. Bu süre zarfında 3 milyon insan sakat kalmıştır. 2015 yılında %24 oranla en çok kazaya karışan araç Pride otomobillerdir. En çok kaza Kereç-Kazvin otobanında meydana gelmektedir. İran adli tıp kurumunun verilerine göre, trafik kazalarında ölenlerin 10 katı kadar insan, bu kazalar sonucunda sakat kalarak yaşamak zorundadır. Diğer taraftan bu trafik kazalarının neticesinde birçok insan ceza evlerine düşmekte ve bunların da aileleri birçok sosyal problemle karşı karşıya kalmaktadır. İran’da trafik kazaları ve buna bağlı yaralanmalar, ölümler ve tutuklanmalar, sosyal problemler ve hava kirliliği ve çevre sorunlarıyla birlikte ilk üç sırada kendinden söz ettiren problemler olarak görülmektedir. Bu da İran ve toplum için ruhi, psikolojik, sosyal ve iktisadi problemler meydana getirmektedir. Trafik kazalarının azaltılamaması ve önlenememesi hastanelerdeki tedavi süreçlerini ve giderlerini de etkilemektedir.
İran’da Aile Yapısı Çöküyor mu?
Sosyal Politikalar Ulusal Konferansında İran Meclis Sosyal Komisyon Başkanı Salman Khodadadi, İran’da her bir saatte 19 boşanmanın kaydedildiğini açıkladı. Khodadadi, İstatistik verilerine göre bu boşanmalardan dolayı 2011 yılında yaklaşık 2 milyon 553 bin kadının aile sorumluğunu üzerine almak zorunda kaldığını, bu sayının 2006 yılında yaklaşık olarak 1 milyon 664.000 civarında olduğunu söyledi. Bu açıklamalardan 2006 ile 2011 yılı verileri karşılaştırıldığında önümüzdeki beş yılda durumun daha vahim boyutlara ulaşacağı görülüyor. Günümüzde İran’da boşanmaların artmasının yanında, evlenme yaşının yükseldiğine ve evlilik ile boşanma arasındaki sürenin azaldığına şahit olunmaktadır. Zira önceleri evlilikle boşanma arasında geçen süre 5-7 yıl arasında iken, şimdilerde 3-5 yıla kadar düştü ve bu durum İran toplumuna ve ilgili makamlara endişe vermektedir. Ayrıca zaman zaman çıkartılan aileyi koruyucu ve evliliği teşvik edici yasaların da verimli şekilde uygulanamadığı sanılmaktadır. Son zamanlarda boşanma ile özellikle de çocuk yaşta evlendirilen kızların boşanmasıyla ilgili haberlere sık rastlanan İran’da bu durumun önde gelen sosyal problemlerden olduğu anlaşılmaktadır.
İslami Cihad Lideri Şallah’ın İran Ziyareti
İslami Cihad Lideri Ramazan Şallah İran ziyareti kapsamında Dini Rehber Hamenei, Cumhurbaşkanı Ruhani, Dışişleri Bakanı Cevat Zarif ve Ulusal Güvenlik Direktörü Ali Şemhani ile görüştü. Ziyaretin sebebine dair olarak bölgesel meseleleri konuşmak şeklinde açıklama yapılsa da görüşmenin esas amacının İran ile İslami Cihad arasında bozulan ilişkileri yeniden düzeltmek olduğu iddia edilmektedir.
İran’da 30. İslam Birliği Konferansı
İran’da 30’uncusu düzenlenen İslam Birliği toplantısına 50 ülkeden 220 temsilci katıldı. Halep’te yaşanan insani drama rağmen, toplantıda Cumhurbaşkanı Ruhani Sünni ve Şii kesimi itidale çağırarak Şii Hilalinin ve Sünni Üçgenin olmadığını dile getirdi. Ruhani, iki tür İslami akımın olduğunu; bunlardan birinin saf İslam diğerinin ise Amerikancı İslam olduğunu söyledi. Ruhani, saf İslam modelinin Amerikancı İslam modeli ile mücadelesini anlattı. Görünürde bu toplantıların amacı İslam dünyasında önemli âlimleri bir araya getirerek İslam dünyasında yaşanan sorunlara çözüm aramaktır.
İran ve Güney Afrika Arasında Savunma Anlaşması İmzalandı
İran Savunma Bakanı General Hüseyin Dehgani Güney Afrika ziyareti kapsamında mevkidaşı Nosiviwe Mapisa-Nqakula ile görüşerek mutabakat zaptı (MoU) imzaladı. Bu anlaşmanın amacı bölgesel ve küresel barışı güçlendirmek, terörizme karşı ortak mücadelede bulunmak, korsancılığa karşı deniz iş birliği ve güvenliğini sağlamak şeklinde sıralanmıştır. Dehgani’nin ziyaretinde İran’ın Arteş 44. Donanma Filosu eşlik etmiştir.
Kenya’da İki İran Vatandaşı Serbest Bırakıldı
İran Dışişleri Bakanı Sözcüsü Behram Kasimi Dışişleri Bakanlığı Telegram hesabından paylaştığı haberde Kenya’da İsrail Büyükelçiliğine karşı ajanlık faaliyetinde bulunduğu iddiasıyla tutuklanan Sayed Nasrollah Ebrahimi ve Abdolhosein Ghola Safafe adlı iki İran vatandaşının serbest bırakıldığını açıkladı. Kasimi, Kenya ile İran arasında yapılan anlaşma sonucu vatandaşlarının serbest bırakıldığını ve bu kişilerin en kısa sürede İran’a iadesinin yapılacağını söyledi.
Tahran Belediyesinde Arsa Yolsuzluğu
Tahran Savcısı Abbas Caferi Devletabadi Tahran Belediyesindeki arsa yolsuzluğu hakkında birtakım açıklamalarda bulundu. Belediyenin bazı yetkililere verdiği özel indirimden faydalanma hakkı olmadığı halde yararlanan 30 kişinin mahkemeye çağırıldığını belirten Devletabadi, dosyada adı geçenlerden bazılarının memur bazılarının ise Tahran Belediyesinde yetkili kişiler olduğunu söyledi. Kişiler hakkında gerekli incelemelerin yapılmasıyla birlikte kararın verileceğini söyleyen Savcı, dosyaların süratle ve dikkatle sonuçlandırılacağını ve hakkı olmadan indirimden yararlanmış olanların aldıkları indirimi geri ödemeleri gerektiğini söyledi.
Tahran’ın Yakınına İki Yeni Eyalet İhtimali Gündemde
Tahran Belediyesi Meclis Ulaştırma ve Taşıma Komisyonu Başkanı Ahmed Dünyamalı, Tahran’ın çevresindeki nüfus artışının tehlikeli boyutlara ulaştığını söylüyor. 13 Aralık 2016 günü yapılan toplantıda başkent varoşlarında oturanların karşılaştıkları problemler masaya yatırılarak şunlar konuşuldu: 1976 nüfus sayımlarında Tahran ve çevresinde 5.300.000 kişi yaşarken bunların yalnızca 4 milyonu Tahran’ın merkezinde bulunmaktaydı. Son nüfus sayımlarına göre Tahran eyaletinde 13 milyon kişi bulunmakta ve bunun 8 milyonu Tahran merkezinde yaşamaktadır. Tahran çevresindeki şehirlerin varoşlarında yaşayanların sayısı kaygı verici boyuta ulaşmış ve bundan dolayı bugüne kadar çevredeki 60 köy, şehir merkezlerine dahil edilmiştir. Eğer bu süreç iyi kontrol edilemezse, bu şehirlerin eyalete dönüştürülmesi zorunlu hale gelir. Bu açıklamalara göre Tahran’ın güneyinde toplamda 1.000.000’un üzerinde bir eyalet olacak kadar nüfusu bulunan Pakdeşt, Pişva, Qerçek, Veramin ilçelerinin yakın gelecekte bir eyalete dönüştürüleceği tahmin edilmektedir. Ahmed Dünyamalı, gidişatın iyi gözükmediğini ve işin ciddiye alınması gerektiğini ifade ederek farklı etnik kombinasyonlar nedeniyle Tahran şehrine olumsuz etkisi olan kültürel ve sosyal sorunların artışına şahit olunduğunu dile getirmektedir. Tahran şehir yöneticilerinin açıklamalarından, Tahran nüfusunun çarpık şekilde arttığı, yıllarca bu konunun dile getirilmesine rağmen bir çözüme kavuşturulamadığı, hükümetin henüz metronun bütçesini bile ödemediği halde bazı şehirleri Tahran’a bağlayacaklarını açıkladıkları, köylerin bazıları susuzluk tehlikesi ve işsizlik nedeniyle boşalarak oradaki insanların şehirlere göç ettikleri ve milletvekillerinin şehrin asli problemleri yerine siyasetle ilgilendikleri görülmektedir.