Reisi’nin Latin Amerika ziyaretinin başlıca hedeflerinden biri, İran’ın bu ülkelerle olan ticari ilişkilerini siyasi ilişkiler düzeyine taşımaktır.
İbrahim Reisi’nin Latin Amerika Ziyareti
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 12 Haziran Pazartesi günü kalabalık bir heyet başkanlığında “dost ve ortak ülkelerle ilişkileri güçlendirmek” amacıyla Latin Amerika turuna çıktı. Reisi, 5 gün süren Latin Amerika gezisi kapsamında Venezuela, Nikaragua ve Küba’yı ziyaret etti. Cumhurbaşkanı olarak görev yaptığı son 21 ayda 13. yurt dışı gezisi olan bu ziyarette Reisi’ye; Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Gulam Hüseyin İsmaili, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Petrol Bakanı Cevad Ovci, Savunma ve Silahlı Kuvvetlere Destek Bakanı Muhammed Rıza Aştiyani ve Sağlık ve Tıbbi Eğitim Bakanı Behram Eynullahi eşlik etti. Reisi’nin Latin Amerika gezisinin ilk durağı, son yıllarda ikili ilişkilerde hızlı bir ilerleme kaydedilen Karakas oldu. Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile görüşmesinin ardından basın toplantısı düzenleyen Reisi, “Ortak çıkarlarımız ve ortak düşmanlarımız var. İran ve Venezuela arasındaki ilişkiler normal bir diplomatik ilişkiden ziyade stratejik bir ilişkidir.” ifadelerini kullandı. Ziyaretinin amaçlarından birinin iki ülke arasındaki ticaret hacminin artırılması olduğunu belirten Reisi, hâlihazırda 3 milyar dolar olan yıllık ticaret hacmini ilk etapta 10 milyar; ardından da 20 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini aktardı. Ardından iki cumhurbaşkanının huzurunda ilgili bakan ve yetkililerin katılımıyla enerji, madencilik, deniz taşımacılığı, sigortacılık, yükseköğrenim, tarım, tıp ve madencilik alanlarında 26 iş birliği belgesi imzalandı.
Venezuela’dan sonra Nikaragua’ya geçen Reisi, iki ülke arasında ekonomik, ticari ve sağlık alanında iş birliğini öngören üç mutabakat zaptına imza attı. Reisi’nin son durağı ise özellikle sağlık alanında karşılıklı attıkları iş birliği adımlarıyla öne çıkan Küba oldu. Havana’da Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel ile bir araya gelen Reisi, son yıllarda iki ülke arasında artan iş birliğine dikkat çekerek “İran, bağımsız ülkelerle kapsamlı ilişkiler geliştirmeyi yaptırımlarla başa çıkmanın etkili yollarından biri olarak görüyor.” ifadesini kullandı. Ardından iki ülkenin ilgili yetkilileri arasında teknoloji, enerji, sağlık ve gümrük alanlarında iş birliğini öngören altı belgeye imza atıldı.
Hugo Chavez’in iktidara geldiği 1998’den bu yana istikrarlı bir ilerleme kaydeden İran-Venezuela ilişkileri özellikle Mahmud Ahmedinejad Dönemi’nde altın dönemini yaşadı. Latin Amerika ülkeleriyle ilişkileri ihmal etmekle eleştirilen reformcu-ılımlı ittifakın Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Dönemi’nde Tahran-Karakas ilişkileri geri planda kalsa da Reisi’nin cumhurbaşkanı seçilmesiyle ilişkiler yeniden canlandı. Venezuela Devlet Başkanı Maduro’nun Haziran 2022’deki Tahran ziyareti sırasında; 20 Yıllık Kapsamlı İş Birliği Anlaşması imzalanması, iki ülke arasında direkt uçuşların başlaması, İran ile Venezuela arasında doğrudan bir nakliye hattının kurulması, İran yapımı tanker gemilerinin Venezuela’ya teslimi, Venezuela’da İran yapımı otomobil ve traktör fabrikalarının kurulması son iki yılda ikili ilişkilerde öne çıkan gelişmeler oldu. Bunların yanı sıra İran 2020 yılında, ABD’nin gemilere el koyma tehdidine rağmen milyonlarca varil petrol taşıyan tankerleri Venezuela’ya göndererek bu ülkenin karşı karşıya kaldığı yakıt krizinin aşılmasında kritik rol üstlendi. Ayrıca İranlı şirketler, ABD yaptırımları nedeniyle çalışmaz hâle gelen Venezuela’daki rafinerilerin tamirini üstlendi. Venezuela’nın gıda tedarikinde büyük bir krizle karşı karşıya kaldığı sırada bu ülkede, zincir marketler açtı. Aynı şekilde İran, ABD’nin sert yaptırımlarıyla mücadele eden Nikaragua ve Küba ile de uzun yıllardır iyi ilişkilere sahip. Fakat Tahran şu ana kadar çeşitli nedenlerden ötürü siyasi ve diplomatik düzeyde bu ülkelerle sahip olduğu iyi ilişkilerini ekonomik alana taşıyamamıştır. Bu bağlamda Reisi’nin Latin Amerika ziyaretinin başlıca hedeflerinden biri, İran’ın bu ülkelerle olan ticari ilişkilerini siyasi ilişkiler düzeyine taşımaktır. Ancak Reisi’nin Latin Amerika ziyaretinin ekonomik boyutunun yanında, stratejik boyutuna da önem atfedilmektedir.
Ziyaretin Ekonomik Boyutu
İran, Latin Amerika ülkeleriyle ticari ilişkilerin geliştirilmesini ABD yaptırımları dolayısıyla zor bir dönemden geçen ekonomisi için bir çıkış kapısı olarak görüyor. Dahası İranlı siyasi elitlere göre Venezuela, bölgedeki diğer ülkelerle ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek için bir sıçrama tahtası işlevi görebilir. Latin Amerika gezisinde Cumhurbaşkanı Reisi’ye eşlik eden Dışişleri Bakanı Abdullahiyan, ziyaretle ilgili İran resmî haber ajansı IRNA’ya yaptığı değerlendirmede; Latin Amerika’yı, İran için kilit bir pazar olarak nitelendirdi. Abdullahiyan ayrıca Venezuela’nın İran’ın bölgedeki ticari faaliyetleri için bir kapı görevi gördüğünü sözlerine ekledi. İranlı uzmanlar, ikili ilişkilerdeki hızlı gelişime dikkat çekerek iki ülke arasındaki ticaret hacmini kısa sürede 20 milyar dolara çıkaracak potansiyel olduğunu öne sürüyor. Ancak her iki ülkenin de ekonomisinin büyük oranda petrol ihracatına dayanması, mesafenin uzaklığı ve bu ülkelerin tamamının ABD yaptırımlarıyla mücadele ediyor olması gibi faktörler dikkate alınınca bu hedefe erişmek kolay görünmüyor. Nitekim ikili ilişkilerin zirveye ulaştığı Ahmedinejad Dönemi’nde 4 miyar dolar seviyesine kadar çıkan İran’ın Venezuela’daki yatırımları, ilerleyen süreçte ABD yaptırımlarının şiddetlenmesi sonucu hızlı bir düşüş yaşamıştır.
Ziyaretin Stratejik Boyutu
Reisi hükûmeti ve temsil ettiği muhafazakârlara göre tek kutuplu dünya düzeni hızlı bir çöküş sürecine girmiş ve dünya, çok kutuplu yeni bir düzene doğru ilerlemektedir. Dolayısıyla önemli bölgesel bir güç olan İran’ın yeni dünya düzeninde sağlam bir şekilde yerini alması için farklı ülkelerle kapsamlı ilişkiler geliştirmesi gerekmektedir. Bu yaklaşım çerçevesinde Reisi’nin göreve gelmesiyle Şangay İşbirliği Örgütüne (ŞİÖ) üye olan, Çin ile 25 Yıllık Kapsamlı İş Birliği Anlaşması imzalayan, Rusya ile ilişkilerini stratejik düzeye çıkarmak için adımlar atan, 7 senenin ardından Suudi Arabistan ile yeniden diplomatik ilişkiler tesis eden İran; şimdi de Latin Amerika ülkeleriyle kapsamlı ilişkiler geliştirmeyi gündemine almıştır. Bu bağlamda Latin Amerika ülkeleriyle daha kapsamlı ilişkiler geliştirme çabası, İran’ın son 2 yılda dış politikada attığı adımların bir devamıdır. Tahran ayrıca uzun yıllardır iyi ilişkilere sahip olduğu Karakas’ı, diğer Latin Amerika ülkeleriyle kapsamlı ilişkiler geliştirilmesinde bir rol model olarak görmektedir. Dışişleri Bakanı Abdullahiyan 1 Haziran’da, BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) dışişleri bakanları toplantısına katılmak üzere bulunduğu Cape Town’da Brezilyalı mevkidaşı ile yaptığı görüşmede, İran’ın Venezuela ile imzalanan 20 Yıllık Kapsamlı İş Birliği Anlaşmasına benzer bir anlaşmayı, Brezilya ile de yapmaya hazır olduğunu dile getirmiştir.
Bir süredir ABD’nin engellemesine rağmen İran’ın, Brezilya ile daha yakın ilişkiler tesis etmeye çabaladığına dair işaretler görülmektedir. Bu konuya örnek olarak Brezilya’nın İran gemilerini Rio de Janeiro Limanına yanaştırmasına izin vermesi gösterilebilir. ABD Deniz Kuvvetleri Enstitüsü Haber Servisi olayla ilgili yayımladığı raporda, İran gemilerinin Brezilya’da demirlemesine izin verilmesi kararını Tahran için bir zafer olarak değerlendirmiş ve İran’dan daha fazla benzer hamleler beklenilmesi gerektiğini vurgulamıştır. İran gemilerinin Brezilya limanına demirlemesi, ABD’nin Brezilya makamlarına yaptırım uygulama tehditlerine rağmen yapılmıştır.
Latin Amerika gezisinin stratejik hedeflerinden biri de ABD ile rekabet ekseninde açıklanabilir. İran, bir taraftan bu ülkelerle ilişkilerini derinleştirerek ABD ve Batı tarafından uygulanan izolasyonu kırmayı hedeflerken diğer taraftan da ABD’nin arka bahçesi sayılan bölgedeki ülkelerle güçlü ilişkiler geliştirerek ABD hegemonyasına karşı meydan okuyan ülke imajını yaratmaya çalışmaktadır. Latin Amerika ziyaretine paralel olarak İran basını tarafından ortaya atılan İran’ın bölge ülkeleriyle askerî iş birliğini derinleştireceği, bu ülkelere drone ve balistik füze sağlayabileceği iddiaları bu bağlamda değerlendirilmelidir. Özetlemek gerekirse İran’ın Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerini genişletme adımı; ekonomik bakımdan yaptırımları etkisiz hâle getirme, stratejik bakımdan ise İran’ın değişen dünyada yeni ittifaklar kurarak ABD ve Batı’nın baskısıyla başa çıkma çabasıdır. İran’ın, başdüşmanı ABD’nin yanı başında böylesi derin ve kapsamlı ittifaklar kurmayı başarıp başarmayacağını ise zaman gösterecektir.