İran Ekonomisinde Afgan Yatırımlarının Önemi

İran Ekonomisinde Afgan Yatırımlarının Önemi
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Günümüzde Doğrudan Yabancı Yatırımlar (DYY), iç ekonomiyi küresel ekonomiye bağlayan en önemli unsurlardan biri hâline gelmiştir. DYY ayrıca belli ülkelere bilhassa da gelişmekte olan ülkelere sermaye, teknoloji, uzmanlık ve yönetim aktarımı için bir araçtır. Bu durumun bir yansıması olarak küresel ekonomideki konumunu iyileştirme gayesindeki ülkeler arasında, yabancı yatırım çekebilmek üzere her türlü fırsattan istifade edebilmek için kıyasıya bir rekabet yaşanmaktadır. Bu noktada İran İslam Cumhuriyeti, ekonomisini çeşitlendirmek ve küresel ekonomide aktif varlık gösterebilmek adına çeşitli adımlar atmıştır. Fakat ABD yaptırımları, özelleşmiş ekonominin olmaması, rantiyer ekonominin hüküm sürmesi gibi muhtelif sorunlardan dolayı İran, yabancı sermaye ve yatırımı çekebilme hususunda kayda değer bir başarı elde edememiştir.

Bu bağlamda Birleşmiş Milletler (BM) Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) “Dünya Yatırım Raporu 2021” başlıklı raporu, İran’ın 2020 senesinde, bir önceki seneye kıyasla %11 daha az yabancı yatırım çekebildiğini ve toplam meblağın 1,342 milyar dolarda kaldığını ortaya koymuştur. 2019 yılında İran’a yapılan DYY değeri ise 1,508 milyar dolardı. Bununla birlikte İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanlığının sunduğu verilere göre 1399 (Mart 2020-Mart 2021) yılında toplam 2,46 milyar dolar değerinde 158 adet yabancı yatırımın İran’a girmesine onay verilmiştir. Geçen sene ile kıyaslandığında yabancı yatırımın değer bazında ise %92 artış kaydettiği görülmektedir.

İran’da Afgan Yatırımı

İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan veriler, 1399 yılında Çin (543 milyon dolar), Almanya (486,9 milyon dolar), Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) (363,7 milyon dolar), Kanada (271,6 milyon dolar) ve Avusturya’nın (116 milyon dolar) İran’da en büyük yatırım hacmine sahip ülkeler olduğunu göstermiştir. Ayrıca Afganistan (47 proje), Türkiye (14 proje), Çin (12 proje), Almanya (12 proje) ve BAE (10 proje) proje bazında İran’a yapılan yatırımlar bakımından ilk beş ülke arasında yer almaktadır. Bu noktada Afganları, proje sayısı olarak İran’ın yabancı yatırımcı listesinin tepesine taşıyan teşviklerin ve imkânların neler olduğunun açıklanması önem taşımaktadır.

İran, yabancı yatırım çekmek amacıyla geniş kesimlere hitap eden birçok strateji geliştirmiştir. Örneğin bu kapsamda Yabancı Yatırımcı Koruma Kanunu çıkartılmış yabancı uyrukluların pasaportlarına giriş ve çıkış damgası vurulma mecburiyeti kaldırılmıştır. Bunlar, yabancı yatırımcıları bir nebze olsun teşvik eden adımlar olmuştur. Afgan yatırımını çekmek için ise İran; ek olarak kara taşımacılığında çalışan şoförler için vize mecburiyetinin kaldırılması, farklı şehirlerdeki tüccarlar tarafından müşterek ticaret odalarının kurulması, iki ülkenin tüccarları ve nakliyat şirketlerinin liman hizmetlerinden ortak yararlanması ile sınır giriş ve çıkışlarındaki filo trafiğinin masraflarının karşılıklı olarak kaldırılması teşviklerini sunmuştur. Ayrıca ortak kültür ve dil ile Afgan emeğinin ucuz olmasına (İran’da yaşayan Afgan mülteciler kastedilmektedir.) ilaveten yapılan yatırıma karşılık beş yıllık oturum izninin verilmesi, Havāle-Dârî adı verilen gayriresmî ve kayıt dışı para transferi bürolarının varlığı, Hindistan’ın da dâhil olduğu Çabahar Limanı Projesi kapsamında Afganistan’ın ABD yaptırımlarından muaf olması; Afganları, İran’a yatırım yapmaya sevk eden başlıca sebepler arasında yer almaktadır.

7 Temmuz 2019’da eski İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri tarafından yabancı yatırıcımlara yönelik bir düzenleme yapıldığı duyurulmuştu. Bu düzenlemeye göre uyruk farkı olmaksızın İran bankalarına 250.000 dolar veya muadili bir para yatıran veya bu tutarda bir yatırım yapan herkese beş yıllık oturum izni verileceği bildirilmişti. Bu çerçevede, Türkiye örneğinden esinlenildiği açık olan yatırım karşılığında oturum izni verilmesi düzenlemesi, İran’daki yabancı yatırımcılara, şirketlerini kendi üstlerine kaydettirmeleri şartı ile ev ve araba alma imkânı da tanımaktadır. Dahası Havāle-Dârî büroları, Afgan tüccar ve yatırımcıların vergi kaçırmalarına olanak sağlamakta ve hükûmetin belirlediği döviz fiyatlarına uyma zorunluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Üstelik bugüne kadar İran ile ticaret yaptığı için hiçbir Afgan uyruklunun ABD yaptırımlarına maruz kalmamış olması Afganları, İran’a yatırım yapma hususunda bilhassa cesaretlendirmiştir. Ayrıca Afganistan’a ithal edilen mallarda İran’ın payı %44’tür. Aynı zamanda İran’ın, Afganistan’a ihracatının yaklaşık %30 ila %40’ı İran’da yaşayan Afgan göçmenler tarafından yapılmaktadır. Konuyla ilgili bazı bilgiler, resmî düzenlemede yer alanların yanı sıra İran’da yatırım yapmanın koşulları arasında bir ithalat-ihracat şirketi kurulması olduğunu göstermektedir. İran’daki yabancı yatırımın başını neden Afganların çektiğinin ana sebepleri olarak bu hususlara işaret etmek mümkündür.

İran’daki Afgan Yatırım Alanları

İran’daki Afgan yatırımının hacmine ilişkin olarak şunu belirtmek gerekir ki bu yatırımların değeri tam olarak bilinmemektedir. Tahran Ticaret, Sanayi, Maden ve Tarım Odasına göre İran’da 1400 yılının son aylarında onaylanan 40 yatırım projesinden 12’si, Afgan yatırımcılara sağlandı. İran’da ulaşım, mücevher, ayakkabı üretimi gibi alanlardaki projelerin %30’u ila %40’ı Afgan yatırımcılar tarafından yürütülmektedir.

15 Ağustos’ta Kabil’in düşmesinden önce Afganların İran’daki yatırımlarının ana ekseni Sistan ve Beluçistan ile Horasan-i Rezevi illeriydi. Çabahar Limanının Sistan ve Beluçistan ilinde, Doğarun Münhasır Ekonomik Bölgesi’nin de Horasan-i Rezevi ilinde olması; Afganların bu iki bölgeye yönelmesinde büyük rol oynamıştır. Dolayısıyla Çabahar’da tescilli yaklaşık 200 Afgan şirketinin bulunması ve bu liman kentinde Ghazanfar Bank isimli bir özel Afgan bankasının faaliyet yürütüyor olması şaşırtıcı değildir. Ayrıca İran hükûmeti, Afgan iktisadi kurumlarına yatırım yapmaları için Çabahar’da 10 hektar kadar arazi tahsis etmiştir. Bu uygulama, Afganların bu bölgeye yatırım yapmasını ayrıca teşvik etmektedir. Fakat Kabil’in Taliban tarafından ele geçirilmesinin ardından Hint yetkililer, Taliban tarafından yönetilen Afganistan’ın, güneydoğu İran’daki Çabahar Limanını kullanma konusundaki Çabahar Anlaşması’nın bir parçası olmayacağını açıkladı. Son gelişmelerin ardından yaklaşık üç ay geçmiş olmasına rağmen bu anlaşmanın akıbeti hâlâ bilinmemektedir ve limandaki Afgan yatırımcılarla ilgili de kesin bir bilgi mevcut değildir.

İran ile Afganistan arasındaki sınırın sıfır noktasında yer alan Doğarun Münhasır Ekonomik Bölgesi, iki ülke arasındaki iktisadi faaliyetleri artırmak için elverişli bir platform görevi görmektedir. Ayrıca Meşhed; ticaret, ithalat ve ihracat faaliyetlerinin yanı sıra Afganlar için önemli bir turizm noktasıdır. Bu konuda Horasan-i Rezevi İli Kültürel Miras, Zanaatkârlık ve Turizm Genel Müdürü Ebulfazl Mekrami Far, Afganların turizm alanında bölgedeki en büyük yabancı yatırımcı olduklarını ifade etmiştir. Ayrıca Bağımsız Devletler Topluluğu ile tren ağları, Orta Asya pazarına yakınlık gibi çeşitli avantajlı tarafları olan Serahs Münhasır Ekonomik Bölgesi de İranlı ve Afgan iş insanları arasındaki karşılıklı iş birliğinin ağırlık merkezlerinden biri olmuştur.

İran’daki Afgan yatırımlarının alanları ile ilgili olarak net bilgi ve resmî istatistik olmamasına rağmen bazı yerel kaynaklar, birçok Afgan’ın Tahran (özellikle Karaj) ve Kum’da inşaat sektörüne girdiklerini göstermektedir. Tahran ilinde inşaat sektörüne yatırım yapmanın oldukça cazip olduğu; %30’a varan bir kâr payının mevcut olduğu ifade edilmektedir. Bununla birlikte aynı verilere göre Meşhed ve Kum şehrindeki Afganların çoğu, giyim ve ayakkabı sektörlerinde faaliyet göstermektedir. Afgan iş insanları, Kirman iline bağlı Bem’de hurma ihracatına ve Mazenderan iline bağlı Tonekabun’da seracılığa önemli miktarda yatırım yapmışlardır.

Sonuç olarak Çin, Almanya, BAE, Kanada ve Avusturya’nın İran’daki yatırımları dikkate alındığında İran’daki Afgan yatırımlarının hacmi, İran ekonomisinin yaralarını sarmaya yeterli gelmemektedir. Fakat Afganların yatırım yapabilmeleri için bir ithalat-ihracat şirketi kurmalarının ön koşul hâline getirilmesi sebebiyle ülkenin ithalat ve ihracatında en etkili olacak yatırımlar Afganlara ait olacaktır. Fiilen ABD yaptırımlarından muaf olan Afganlar, İran’ın çeşitli alanlarda ithalat ve ihracat sorunlarını çözmek için bir alternatif oluşturabileceklerdir.

İhracat açısından, Afganistan ekonomisinin içinde bulunduğu olumsuz koşullar, İran için bir fırsat olabilecektir. Başka bir deyişle İran, Afgan mülteci ve göçmenlerin yardımıyla Afganistan’a daha fazla mal ihraç etme imkânı elde edebilecektir. Ancak ihracatta artış için de yerel halkın (Afganların) satın alma gücünün aynı oranda gelişmesi gerekmektedir. Dolayısıyla Afganistan’daki olumsuz ekonomik durum devam ettiği sürece İran dâhil hiçbir ülkenin mevcut durumdan fayda sağlayamayacağını söylemek mümkündür.