İran Üzerinden Türkiye’ye Gelen Düzensiz Afgan Göçmenlerin Taşıdığı Riskler

İran Üzerinden Türkiye’ye Gelen Düzensiz Afgan Göçmenlerin Taşıdığı Riskler
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Çin’in Vuhan kentinde Aralık 2019’da ortaya çıkan koronavirüs (Covid-19) salgını başta Çin, İran, İtalya olmak üzere 100’ün üzerinde ülkeye yayıldı. Son iki hafta içinde, Çin’in dışındaki ülkelerde koronavirüs vaka sayısının 13 kat, etkilenen ülke sayısının da 3 kat arttığını aktaran Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), koronavirüs için bölgeler ve gruplar üstü, dünyayı saran salgın anlamına gelen “pandemi” kararını açıkladı. DSÖ’nün 12 Mart tarihinde açıkladığı verilere göre dünyada yeni tip koronavirüs bulaşan kişi sayısı 125 bini aşarken 68 binden fazla kişi iyileşme gösterdi. Virüse bağlı ölüm sayısı 4.600’e ulaşırken ölüm oranı yüzde 3,60’a yükseldi. Vakaya yakalanma ve ölüm oranlarında her dakika değişikliklerin gözlemlendiği bu salgın, Afganistan’da ilk kez 25 Şubat 2020 tarihinde tespit edilmişti. Güncel veriler doğrultusunda Afganistan’da toplamda 165 şüpheli vaka kaydedilmişken bugün itibarıyla bunlardan sadece 7’sinin test sonuçları pozitif çıkmış ve sayının 7’ye çıkmasıyla da virüsün ülkeye yayılması konusundaki endişeler artmıştır.

Koronavirüsün Afganistan’a Sirayeti

Resmî rakamlara göre Çin ve İtalya’dan sonra en fazla can kaybının yaşandığı ülke, Afganistan’ın batı komşusu olan ve çok sayıda Afgan mülteciye ev sahipliği yapan İran’dır. Afganistan Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Vehidullah Mayar, Afganistan’daki koronavirüslü hastaların ve şüphelilerin kaynağının “İran’dan dönen mülteciler olduğunu” ve “İran’dan dönen çoğu vatandaşın virüsü önlemek için tavsiye edilen sağlık önerilerini göz ardı ettiğini ve bu durumda yayılma olasılığını artırdığını” belirtti.

Afganistan hükûmeti, koronavirüsün yayılmasını önlemek ve özel önlemler almak üzere Cumhurbaşkanı Eşref Gani başkanlığında ilk toplantısını 25 Şubat 2020’de gerçekleştirmiş, bu toplantıda virüsün yayılmasını önlemek için 25 milyon dolar tahsis etmiştir. Sonrasında 4 Mart’taki bir kabine toplantısında Cumhurbaşkanı Eşref Gani, koronavirüsün yayılmasını durdurmak için ulusal seferberlik çağrısında bulunmuştu. Akabinde 5 Mart’ta Sağlık Bakanı Firuzeddin Firuz, koronavirüsün yayılmasını engellemek için gerekli önlemleri aldıklarını vurgularken halkın toplu alanlarda bulunmaması ve Nevruz kutlamalarına katılmaması çağrısında bulunarak kendi önlemlerini almalarını istedi. 8 Mart’ta ise Sağlık Bakanlığı, virüsün yayılmasını önlemek amacıyla İran sınırında olan Herat, Farah ve Nimruz kentlerindeki tüm eğitim merkezlerini 15 gün süreyle tatil edildiğini duyurdu.

Diğer taraftan İran’ın geneline yayılmış olan koronavirüs korkusundan dolayı İran’dan Afgan mültecilerinin çıkışı her gün artarak devam etmektedir. Afganistan Sağlık Bakanlığı, koronavirüsün İran’da görülmesinden yani 19 Şubat’tan itibaren 5 Mart tarihine kadar yaklaşık 50 bin mültecinin Afganistan’a döndüğünü duyurmuştu. Sağlık Bakanlığı Sözcüsü’ne göre Herat’taki İslam Kale sınır kapısından da günde ortalama 2 bin göçmen ülkeye giriş yapmaktadır. Ancak Herat Mülteciler İdaresi Başkanı Cavit Nedim’e göre 9 Mart Pazartesi günü Herat İslam Kale sınır kapısından 4 bin 800 civarında göçmen geri dönerken 11 Mart Çarşamba günü bu sayı 15 bin olarak seyredilmiştir. Sağlık Bakanlığı, çok sayıda göçmenin geri dönüşünün koronavirüsün Afganistan’a yayılması açısından büyük bir risk olduğunu ifade etmiş, vatandaşların da yeterli önlemleri alamama konusunda endişelendiğini belirtmiştir.

Afganistan’ın Herat (5) ve Samangan (2) illerinde rastlanan 7 pozitif vakanın 6’sı doğrudan İran’dan gelen, 1’inin ise İran’dan gelen kişinin ailesinde tespit edildiği açıklandı. Hastaların tümünün karantinaya alındığı bildirildi. Sağlık Bakanlığı, DSÖ tarafından belirlenen kriterlerin yerine getirmenin yanı sıra İran’dan gelenlerin 24 gün süreyle kendilerini izole etmelerini istedi.

Koronavirüsün İran’da Ortaya Çıkışı ve Afgan Göçmenlerin Başka Ülkelere Yönelmesi

Ocak ayının ikinci yarısı itibarıyla İran’da koronavirüs görüldüğüne dair iddia ve spekülasyonların yayılmaya başlaması üzerine 26 Ocak’ta, İran Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıkların Tedavisi Bölümü Başkanı Hüseyin İrfani, bugüne kadar ülkede hiçbir yeni tip koronavirüs vakası veya şüpheli bir vaka tespit edilmediğini açıklamıştı. İrfani, İmam Humeyni Havalimanı’nda Çin’den gelen tüm yolcuların Sağlık Bakanlığı’nın tarama ekipleri tarafından vücut ısılarının ölçüldüğünü, şüpheli olan yolcuların ise ayrıntılı testler için hastaneye sevk edildiğini belirtmişti. Ayrıca tedbir amaçlı Çin ve Asya ülkelerinden İran’a seyahat eden yolcuların yiyeceklerinin de ülkeye alınmadığını ifade etmişti. Öte yandan İran’ın bu tür felaketler ve tehditler konusunda resmî açıklamalarındaki güvenilirlik sicili göz önüne alındığında bu açıklama rahatlatıcı bir etki yaratmamıştı.

Nitekim bütün gizleme çabalarına rağmen İran gazetesi 12 Şubat’ta yayımladığı bir haberde, 10 Şubat’ta Tahran’da 63 yaşındaki bir kadının koronavirüs şüphesiyle hayatını kaybettiğini iddia etti. Ancak bu haberi İran Sağlık Bakanlığı reddetti. Koronavirüsün Çin’de ülke geneline yayılmaya başlamasından sonra başta Türkiye olmak üzere birçok ülke, vatandaşlarını tahliye ederek Çin’e yönelik uçuşlarını askıya alırken İran, uçuşları durdurmamıştı. İran’da koronavirüs olduğuna dair şüphelerin ve spekülasyonların yayılmasından yaklaşık bir ay sonra Sağlık Bakanlığı 19 Şubat’ta, 2 şüpheli koronavirüs vakası için ilk test sonuçlarının pozitif olduğunu açıkladı. Kum’daki Kamkar Arabnia Hastanesi, korona hastaları ve hastalık şüphesi taşıyanlar için karantina alanı olarak da ilan edildi. İran yönetimin tedbirsizliğinden ötürü koronavirüs hızla ülkenin tüm eyaletlerine yayıldı. Cumhurbaşkanı Ruhani, 4 Mart Çarşamba günü yaptığı açıklamada yeni koronavirüs salgının ülkenin neredeyse tüm eyaletlerini etkilediğini belirtti.

İran Üzerinden Türkiye’ye Gelen Düzensiz Afgan Göçmenlerin Taşıdığı Riskler

İran’da koronavirüs salgını ciddi seviyelere ulaşırken bu salgından kaçan Afgan göçmenlerin çoğunun ülkelerine döndüğü, bir kısmının da Türkiye’ye yöneldiği bilinmektedir. 24 Şubat tarihinde Erzurum’da İran üzerinden Türkiye’ye yasa dışı giriş yaptıktan sonra yakalanan 15 Afganistanlı kaçak göçmen, Mareşal Çakmak Devlet Hastanesinde kontrolden geçirildi. Sağlık görevlileri tarafından test yapılan göçmenlerde virüse rastlanmadı. Türkiye’ye yasa dışı yollardan giren göçmenlerin ne kadarı koronavirüs testine tabi tutuldu bilinmemekle birlikte İran gibi virüsün boyutlarının resmî açıklamaların ötesine geçtiğini bildiğimiz bir ülkeden Türkiye’ye girişlerin büyük risk taşıdığı ortadadır. Diğer taraftan T.C. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün düzensiz göçle ilgili verileri ise 01 Ocak-04 Mart 2020 tarihleri arasında 14.167 düzensiz Afgan göçmenin Türkiye’de giriş yaptıktan sonra yakalandıkları yönündedir. Yakalanan bu göçmenlerden ne kadarının koronavirüsün İran’a yayılmasından sonra giriş yaptığı açıklanmadıysa da bu sayının üstünde göçmenin de yakalanmadan kaçak bir şekilde Türkiye’de hayatlarını sürdürdüğü açıktır. Yakalanan yasa dışı göçmenlerin arasından şüphe taşıyanlar koronavirüs testine tabi tutulmuş olsa da yakalanmayan binlerce göçmen hâlâ potansiyel bir virüs taşıyıcısı olmaya devam etmektedir.

Öte yandan İdlib’de tırmanan gerginlik ve gelen şehit haberlerinin ardından Türkiye’nin artık göçmenlerin Avrupa’ya geçişini engelleyemeyeceği beyanında bulunması, Afgan mültecilerin Avrupa’ya gidebilme umudunu tekrar yeşertti ve Türkiye’ye gelen düzensiz Afgan göçü artmaya başladı. Böylece Türkiye’nin en doğusundan en batısına kadar bir nüfus sirkülasyonu yaşandı. 
Bu tür felaketlerde en dikkat edilmesi gereken kişilerin “taşıyıcı” olarak adlandırılan risk grubundaki bireylerin olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla koronavirüsün 14 günlük bir kuluçka dönemi olduğu ve bu süre içinde hastanın kendisini sağlıklı sanarak virüsü farkına varmadan yaydığı göz önüne alındığında ve virüse karşı alınacak önlemler listesine (hijyen, iyi beslenme, uyku düzeni vb.) bakıldığında, on günler boyunca kilometrelerce yolu büyük oranda yürüyerek geçen düzensiz göçmenlerin virüsü kapma ve taşıma konusunda en riskli gruplardan biri olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumda Türkiye’nin İran kaynaklı göçmenlere karşı sınır güvenliğini ve göçmenlere dönük sağlık kontrollerini çok daha yukarı çekmesi gerekmektedir.