İrşat Devriyelerinin Tarihçesi
İran’da Mehsa Emini’nin İrşat Devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra götürüldüğü polis merkezinde 16 Eylül 2022 tarihinde hayatını kaybetmesinin ardından başlayan olaylarla birlikte yeniden gündeme gelen İrşat Devriyeleri, Devrim’in ilk günlerinden itibaren zorunlu başörtüsü konusu ile birlikte tartışılagelmiştir.
Başörtüsü zorunluluğu, Devrim’i gerçekleştiren isimlerin sürekli gündeminde olmuştur. Bazı kişiler, Ayetullah Humeyni’nin Devrim’in ilk günlerinde, kadınların İslami örtünme kurallarına uymaları gerektiğini söylemesinin ardından kendilerince İslami örtünmeye uygun olmadıklarını düşündükleri kadınlara müdahale etmişlerdir. Müdahalelerin şiddetinin artmasının ardından Ayetullah Mahmud Talekani, kadınların daha sade kıyafetler giymesini tavsiye ederek müdahaleleri eleştirmiştir. Dönemin etkili isimlerinden Ayetullah Muntazeri de kadınların tesettür meselesine dikkat etmeleri gerektiğini vurgulamıştır.
Dönemin Devrim Mahkemesi Başkanı Ayetullah Reyşehri, 1 Temmuz 1980 tarihinde yayımladığı genelge ile İslami örtünmeye uymayan kadın personelin askerî mekânlara girişinin engellenmesini istemiş ve bu şekilde zorunlu başörtüsü ilk kez askerî mekânlarda uygulanmaya başlanmıştır. Bu genelge sonrası İçişleri Bakanlığı ile Eğitim ve Öğretim Bakanlığı da genelgeyle personelin, İslami örtünmeye uymalarını istemiştir. Kurumlar, birer birer benzer genelgeler yayımlayarak çalışanlarını konu hakkında uyarmış ve uygulama bu şekilde yayılmıştır. Aynı yıl içinde Devrim Genel Savcılığı bir bilgilendirme metni yayımlayarak bütün bakanlıklar, kurumlar ve devlet dairelerinde İslami usullere uygun olmayan bir şekilde bulunan kadınların maaşlarının kesileceğini ilan eden bir genelge yayımlamıştır.
Dönemin Meclis Başkanı Ekber Haşimi Rafsancani, kadınların nasıl giyineceklerini tarif ederek saçlarını ve bedenlerini örtecek kıyafetler giyilmesi gerektiğini, yüzlerinin ve ellerinin görünmesinde bir beis olmadığını dile getirmiştir. Kadınların nasıl giyineceği konusunda yetkililer bir bir açıklama yaparken bir taraftan da sokaklarda müdahaleler devam etmekteydi.
İslami örtünme konusunda yasalara uymayanların cezalandırılması ilk kez 1983 Kasım ayında kabul edilen İslam Ceza Kanunu’nda yer almıştır. Irak ile savaşın devam ettiği günlerde bu Yasa’ya tepki gösterilmemiş, aksine 1984 Temmuz ayında örtünmeye dikkat etmeyenler aleyhinde büyük bir gösteri gerçekleşmiş ve bazı mağazalar tahrip edilmiştir. Göstericilerin dükkânlara ve diğer vatandaşlara zarar vermesi, İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan Natık Nuri’nin tepkisine sebep olmuştur.
Bu yıllarda, bugünkü İrşat Devriyelerinin ilk nüvesini oluşturan “Emr-i Bi’l Maruf Devriyeleri”, Tahran sokaklarında sıklıkla görülmekte hem şehrin güvenliğini sağlamakta hem de kadınların tesettüre uyup uymadıklarını kontrol etmekteydiler.
Benzer gösteriler 1985 yılında düzenlenmiş, başına buyruk hareket eden bazı motorlu gruplar kadınların kıyafetlerine müdahale etmeye başlayınca o gün cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Ayetullah Ali Hamenei bir gazeteye verdiği mülakatta, artık gösterilerin sonlanması gerektiğini dile getirmiş ancak kadınların da tesettüre riayet etmeleri gerektiğini söylemiştir.
İslami giyinme usulüne uymayanların devlet kademelerinde istihdam edilemeyeceği, cezai işlem uygulanacağı gibi söylemler uzun yıllar gündeme gelmiş; zaman zaman şiddetlenerek 1990 yılına kadar devam etmiştir. 1990 Nisan ayında Devrim Komitesi tarafından “Kötülük ve Uygunsuz Kıyafetle Mücadele” adıyla bir taslak hazırlanarak ilan edilmiştir. İçişleri Bakanlığı, Haziran 1991 tarihinde umuma açık mahallerde İslami örtünmeye uymayanlara karşı mücadele uygulamasına başlamış ve kurallara uymayanların cezalandırılacağı belirtilmiştir.
İran’da reformcuların zaferiyle sonuçlanan 1997 Seçimlerinin ardından yaşanan değişim rüzgârları ile tesettür meselesi çok fazla gündeme gelmemiştir. Muhammed Hatemi’nin cumhurbaşkanlığının son aylarında (2005 yılında) kendisi tarafından “İffet ve Tesettürü Yayma Programı” hazırlanmış ve Hatemi’nin son günlerinde Kültür Devrimi Yüksek Konseyi tarafından onaylanmıştır.
2005 yılında yapılan seçimler sonrasında cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Mahmud Ahmedinejad’ın yayımladığı genelge ile İrşat Devriyeleri ilk kez 2006 yılı yaz aylarında Tahran sokaklarında görünmeye başlanmıştır. İrşat Devriyelerinin müdahalesi sadece başörtüsü ile sınırlı kalmamış; alışılmışın dışında çizme ve bot giyenlere de müdahale yapılmıştır. Ahmedinejad zaman zaman kendisi de bu uygulamayı eleştirmiş olmasına rağmen 2010 yılında “Ahlak Güvenliği Uygulaması” başlıklı yeni bir öneri hazırlayarak uyarı ve müdahalelerin sadece kıyafet ile ilgili olmayacağını, bunun yanında toplumun huzurunu bozan davranışlara da müdahale edileceğini ilan etmiştir. İrşat Devriyelerinin en yoğun görüldüğü yıllar, Ahmedinejad’ın cumhurbaşkanlığının son iki, üç yılıdır. 2013 yılında Hasan Ruhani’nin cumhurbaşkanlığına seçildiği zamana kadar özellikle yaz aylarında; şehir meydanlarında, alışveriş merkezlerinde, sinema ve konser salonlarında görünmeye devam etmiş, İrşat Devriyelerinin sert müdahaleleri kamuoyunda tartışılmıştır.
Genellikle seçim dönemlerinde hem uygulamada hem de söylemde İrşat Devriyeleri eleştirilmiş; faaliyetleri azalmış, kadınların kıyafetlerine müdahalenin kabul edilemez olduğu dile getirilmiştir. Ruhani de seçim konuşmalarının birinde “Kültürel ve toplumsal meseleler polis zoruyla halledilemez.” diyerek İrşat Devriyelerinin faaliyetlerini eleştirmiştir. Ancak her seçim sonrasında olduğu gibi konu tekrar gündeme gelmiş; polisin, kıyafetlerinin İslami kurallara uygun olmadığını düşündüğü kadınlara müdahaleleri medyada yer almıştır. 2016 yılında kabul edilen bir düzenleme ile Emniyet, sivil 7 bin personelin göreve başlayacağını duyurarak İrşat Devriyeleri ile ilgili yeni bir tartışmaya sebep olmuştu. Sivil İrşat Devriyelerinin görevi; şehirde asayişi bozanları, araçlarında İslami tesettüre uymayanları ve gürültü kirliliği yapanları tespit edip polise bildirmek olarak tespit edilmiştir. Şahsi araçlarında kıyafet yasalarına uymadıkları sebebiyle pek çok kişi sözlü olarak veya telefon mesajı ile uyarılmıştır.
İrşat Devriyeleri ile ilgili tartışmalar; geçtiğimiz temmuz ayında Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin, 2005 yılında kabul edilen İffet ve Tesettür Yasası’nın uygulanması talimatını vermesi sonrasında medyada tekrar yoğun bir şekilde tartışılmıştı. İrşat Devriyelerinin kadınlara müdahaleleri sertleşmiş; buna mukabil tepkiler de sertleşmiştir. Müdahale görüntülerinin sosyal medyaya düşmesi, toplumda tepkilere yol açmıştır.
Sonuç olarak 1979 yılında gerçekleşen Devrim’in başından itibaren İranlı yöneticilerin ve toplumun en önemli gündem maddelerinden biri olan zorunlu örtünme ile irtibatlı olarak tartışılan İrşat Devriyelerinin akıbeti, önümüzdeki günlerde tartışılmaya devam edecektir.