İran’da Seçimler Ne Anlama Geliyor?

İran’da Seçimler Ne Anlama Geliyor?
Görsel @ ISNA
İran’da dört yılda bir yapılan İslami Şura Meclisi ile sekiz yılda bir yapılan Uzmanlar Meclisi seçimleri 1 Mart 2024 tarihinde gerçekleşti.
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz
Başkan Vekili Turgay Şafak

İran’da dört yılda bir yapılan İslami Şura Meclisi ile sekiz yılda bir yapılan Uzmanlar Meclisi seçimleri 1 Mart 2024 tarihinde gerçekleşti. Böylelikle bir taraftan dört yıl boyunca mecliste görev yapacak milletvekilleri ile sekiz yıl boyunca Uzmanlar Meclisi üyeleri belirlenmiş oldu.

İslam Devrimi sonrası yapılan kırkıncı seçim Anayasa Koruyucular Konseyinin reformcu isimlerin başvurularını reddetmesi ile büyük tartışmalarla başladı. İran’da seçimlerde aday olmak isteyenler başvuru yaptıktan sonra Anayasa Koruyucular Konseyi (AKK) tarafından incelenir, daha sonra kabul veya reddedilir.  Geçtiğimiz Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ali Laricani gibi uzun yıllar meclis başkanlığı ve devlet radyo televizyonu genel müdürlüğü yapmış bir isim, daha önceki yıllarda devrimin en önemli isimlerinden Haşimi Rafsancani vb. birçok kişinin adaylık başvurusu AKK tarafından reddedilmişti.

Bu seçimde ise özellikle milletvekilliği seçimlerinde adaylık başvurusu yapan adaylar arasında reformist adayların birçoğunun başvurusu kabul edilmedi. Aynı şekilde Uzmanlar Meclisi seçimleri için adaylık başvurusu yapan eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin dahi adaylığı reddedildi. Hasan Ruhani AKK’ye hitaben üç açık mektup yazarak niçin veto edildiğinin açıklanmasını istedi ancak herhangi bir açıklama yapılmadı.

Nihayetinde anayasal olarak böyle bir hakkı olan AKK elindeki yetkiyi sonuna kadar kullandı ve bir seçim mühendisliği ile Parlamento ve Uzmanlar Meclisinde kimlerin olması gerektiğine karar verdi.

Seçim Sonuçları Ne Diyor?

Cuma günü gerçekleşen seçimlerde seçmen sayısı 61 Milyon olan İran’da yaklaşık 25 milyon kişi sandık başına giderek oy kullandı. Resmi olmayan sonuçlara göre oy kullanma oranı yüzde 41’lerde kaldı. Böylelikle İslam Cumhuriyetinin en düşük katılımlı seçimi gerçekleşmiş oldu. Katılımın düşük olmasının yanında geçersiz oy sayısının da çok yüksek olduğu seçimlerin sonuçları her yönüyle tartışılmaktadır. Katılım oranı en düşük olan şehirlerin başında yüzde 28,4 ile Elbürz, yüzde 30,54 ile Kürdistan ve yüzde 34 ile Tahran gelmektedir. Bir önceki meclis seçiminde en fazla oyu alan mevcut meclis başkanı Muhammed Bakır Kalibaf yaklaşık 1 milyon 200 bin oy ile meclise girmişken, 1 Mart seçimlerinde en fazla oyu alan Seyyid Mahmud Nebeviyan 597 bin 770 oy ile meclise girdi. Bu rakamlar seçime katılımın ne kadar düştüğünü göstermesi bakımından ilgi çekicidir.

Katılımın düşük olacağı zaten beklenen bir şeydi. Bu sebeple olsa gerek, seçim sürecinin başladığı günden bu yana İran’da Ayetullah Hamaney’den devrim muhafızları komutanına, Cuma imamlarından gazetecilere, milletvekillerinden akademisyenlere kadar herkes seçime katılımın önemine vurgu yaparak halkı sandığa davet etti. Meşruiyetini seçim üzerinden sağlayan İran müesses nizamı bir yandan seçim mühendisliği yaparak reformcu adayların başvurularını engellemektedir.

Adaylıkları onaylanan isimlerin büyük çoğunluğu muhafazakâr kanadın farklı gruplarından oluşurken az sayıda reformist ve ılımlı ismin adaylığı onaylandı.

Bu isimlerden biri olan Ali Mutahhari’nin seçim listesi Tahran’da hiçbir varlık gösteremeyerek 30 kişilik listeden hiç kimse meclise giremedi. Ilımlıların bir başka adayı olan Hasan Ruhani döneminde cumhurbaşkanı yardımcılığı da yapan Muhammed Bakır Nevbaht kendi memleketi Reşt şehrinden aday oldu ancak o da meclise giremedi. Reformist adaylar AKK tarafından meclis denkleminin dışında bırakılırken ılımlı adaylara halk teveccüh göstermediği görüldü.

Bir önceki seçimde olduğu gibi muhafazakâr vekiller meclis çoğunluğunu elde etti. Farklı koalisyonlardan oluşan muhafazakâr grupların hâlen meclis başkanlığı koltuğunda oturan Muhammed Bakır Kalibaf ile her ne kadar seçim ittifakı kurmuş olsalar da belli konularda aralarında sorunlar bulunuyor. Parlamentoya girmesi kesinleşen isimler arasında Direniş Cephesi (Cephe-yi Paydari) adıyla bilinen ve İran siyasetinin en şahin kanadını temsil eden grubun bulunması diğer muhafazakâr grupların hareket alanının daralması ve hatta meclis başkanlığının değişmesi bekleniyor.

Uzmanlar Meclisi Seçimleri

İran yönetim sisteminin en özgün kurumlarından biri olan Uzmanlar Meclisi, Devrim Rehberini seçme, denetleme ve azletme yetkilerine sahiptir. Halk tarafından 8 yıllığına seçilmektedir. Bu dönem seçilecek üyelerin Ayetullah Hamaney sonrası rehberlik makamına oturacak kişiyi belirleyecek olması dikkatlerin daha da odaklanmasına sebep oldu. Yılda iki kez bir araya gelen meclis bugüne kadar sadece 1989 yılında Humeyni’nin ölümü sonrası Hamaney’in seçildiği toplantıda aldığı karar dışında herhangi bir karar almamışlardır.

88 üyesi bulunan Uzmanlar Meclisine seçilecek kişilerin de aynı milletvekilliği seçimlerinde olduğu gibi AKK tarafından onaylanması gerekiyor. Bu dönem adaylık başvurusu yapan 510 adaydan 147 kişinin adaylığı onaylanırken 363 kişinin adaylığı reddedildi. Adaylık başvurusu reddedilen kişiler arasında en önemlisi eski cumhurbaşkanlarından Hasan Ruhani’ydi. Zira Hasan Ruhani iki dönem cumhurbaşkanlığı yapmasının yanı sıra üç dönemdir Uzmanlar Meclisi üyesiydi. Hasan Ruhani’nin Hamaney sonrası için hazırlıklar yaptığı uzun zamandır İran siyasi mahfillerinde konuşulmaydı. Kendisi de ima yoluyla da olsa niyetini gizlemiyordu. Seçime girmesi bu şekilde engellenerek konu ile ilgili tartışmanın dışına itilmiş oldu. Bu dönem seçilen Uzmanlar Meclisinin büyük ihtimalle yaşı ilerlemiş olan Hamaney’in yerine geçecek olan ismi belirleyecek olması bir seçim mühendisliği yapılarak istenmeyen isimler Uzmanlar Meclisinde yapılacak tartışmalar ve alınacak kararların dışında tutulmuş oldu. Devrim Rehberinin meclis içinden biri olması zorunlu değildir. Dışarıdan bir isim de seçilebilir.

İran’ı Ne Bekliyor?

Kesin sonuçları henüz ilan edilmemesine ve bazı şehirlerde seçimin ikinci tura kalmış olmasına rağmen İran Parlamentosunda muhafazakarların ağırlıkta olduğu bir meclis aritmetiği oluşacaktır. Meclis çoğunluğunu elinde bulunduracak olan “Cephe-yi Paydari” (Direniş Cephesi) ve diğer muhafazakâr gruplar yargı ve yürütme ile birlikte hem geçtiğimiz yıllarda yaşanan protesto ve ayaklanmalara benzer olaylarla mücadelede hem de bölgesel tehditlere karşı birlik mesajı verecektir. Başta Devrim Rehberi Hamaney ve İran’ın yönetici elitlerinin bölgesel ve küresel gelişmeleri değerlendirerek İslam Devrimi ve ideolojisini ancak devrime inanmış kadrolarla koruyabileceğine karar vermiş görünüyorlar.


Bu yazı ilk olarak 05.03.2024 tarihinde Türkiye Araştırmaları Vakfında yayımlanmıştır.