Sadr-İran Yakınlaşması ve Kaybedilen Genç Kitle

Sadr-İran Yakınlaşması ve Kaybedilen Genç Kitle
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Irak’ta Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’ın İran ve İran destekli Fetih Koalisyonuyla siyasi bir uzlaşma sürecine giderek Ekim 2019’dan bu yana devam eden protestolardan desteğini çekmesi, göstericilere karşı çelişkili tutumları, bunlara rağmen gösterilere yüksek katılımın sürdürülmesi, Sadr’ın Irak halkı nezdindeki özgül ağırlığını yavaş yavaş kaybettiği şeklinde okunmaya başlandı. Bu ani değişime ışık tutmak adına şu sorulara yanıt verilmesi elzem hale geldi: Sadr’ın İran’la siyasi ve askeri ilişkisi ne zaman başladı ve son değişim nasıl gerçekleşti? Özellikle 2010’lu yıllarda Irak’taki İran nüfuzuna en muhalif isim olan Sadr’ın İran’a karşı siyasi tavır değişikliğinin ve hükümet karşıtı gösterilerden desteğini çekmesinin nedeni ne olabilir? Sadr’ın İran destekli gruplarla yakınlaşmasının Iraklı gençler nezdinde sonuçları ne oldu?

Mukteda es-Sadr ve İran: Nereden nereye

Mukteda es-Sadr ve İran’ın ilk karşılaşması 2003’te ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra gerçekleşti. Saddam Hüseyin döneminden sonra yer altında örgütlenmeyi bırakıp yeni siyasi sürece dahil olmak isteyen Sadr ve takipçileri aynı zamanda 2004-2008 tarihleri arasında ABD güçleriyle silahlı çatışmalara girdi. Bu sırada İran, Hekim ailesinin kontrol ettiği Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi ve İslami Davet Partisi gibi müttefikleriyle Irak içinde siyasi süreçlerde etkinlik kazanıp aynı zamanda ABD güçleriyle savaşan Sadr’ın Mehdi Ordusuna lojistik destek vermişti. Dolayısıyla İran hem siyasi arenada hem de askeri arenada ABD’yi Irak’ta sınırlama politikasını iki koldan yürütmüş oluyordu.

Ancak Mukteda es-Sadr ve Mehdi Ordusunun İran tarafından kontrol edilemezliği ve Sadr’ın İran’ın kontrolüne girmeyip eski Başbakanlardan Nuri el-Maliki ve Ayetullah Sistani’yle siyasi ve askeri çatışma sürecine girmesi İran’ı da bu asi liderden uzaklaştırdı. Tahran, Mehdi Ordusu yerine bu paramiliter organizasyondan kopan Asaib Ehli’l-Hak’la müttefikliğini bugüne dek sürdürdü. 2008 yılında ABD, hükümet ve Sistani’nin tavrı karşısında Mehdi Ordusunu fesheden Mukteda es-Sadr dinî eğitim için İran’ın Kum kentine gitti ve 2011 yılına kadar İran’da kaldı. Sadr’ın dini eğitimi için Necef yerine Kum’u seçmesi bu mecburi süreçle başladı ve bugüne kadar devam etti.

Haşdi Şabi içinde dahi İran destekli fraksiyonlarla ortak siyasi adım atmayan Sadr, sık sık Haşdi Şabi’nin orduya koşulsuz entegrasyonunu şart koşuyor ve 2018 seçimlerinden komünistler ve liberallerle girdiği koalisyonla birinci parti çıkmasından sonra İran destekli el-Fetih ile Sadrcıların koalisyona girmeyeceğini ifade ediyordu. Kısacası Sadr’ın İran’la ilişkileri, 2004 sonrasında Tahran’la girdiği dönemsel askeri ittifakın ardından 2010’lu yılların sonuna dek genel olarak soğuk bir süreç içinde cereyan etti.

Süleymani-Mühendis saldırısı ve değişen dengeler

ABD’nin 3 Ocak 2020 tarihinde düzenlediği saldırı sonucunda İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin yanı sıra Haşdi Şabi Genel Kurmay Başkanı Mehdi el-Mühendis de hayatını kaybetmişti. Açıkçası İran için, Irak’taki İran destekli siyasi ve askeri organizasyonlar arasında eşgüdümü sağlayan karizmatik bir figür olan Mühendis’in kaybı aynı zamanda Irak’ta İran için bir durağanlaşma sürecini işaret ediyordu. Mühendis’in ölümü ayrıca Irak’taki İran nüfuzuna karşı çıkan siyasi cenahlara karşı İran destekli Fetih Koalisyonu ve milis yapılar için İran nüfuzu karşıtı bir damarı da bulunan ve halihazırda devam eden hükümet karşıtı protesto gösterileri ve önümüzdeki siyasi süreçler karşısında kritik bir güç kaybı anlamına gelmekteydi. Dolayısıyla 3 Ocak sonrasında siyasi ve askeri ciddi bir toparlanma sürecine ihtiyaç duyan İran destekli gruplar için Mukteda es-Sadr’ın geleneksel ABD karşıtı duruşunun ve seferberlik gücünün İran destekli koalisyon yararına kanalize edilebileceği görüşlerinin ağır bastığı iddia edildi. Bu bakımdan Sadr’ın dini eğitimine Kum’da devam etmesinin bir fırsat olarak değerlendirildiği gündemi meşgul etmeye başladı. Bu durum Iraklı milis liderler ve Sadr’ın Kum’da bir araya geldiği resimler aracılığıyla medya organlarına da yansıdı.

Sadr ve azalan popülaritesi

Mukteda es-Sadr’ın İran destekli gruplarla ve ABD askerlerinin çekilmesi için düzenlediği bir milyonluk yürüyüş beklenilen rakama ve sinerjiye ulaşamazken, Sadr’ın açıklamasına rağmen hükümet karşıtı gösteriler gençlerin daha yoğun katılımıyla günümüze kadar devam etti. Bunun ötesinde önceden göstericileri silahlı gruplara karşı koruyan Sadrcılara mensup “mavi şapkalıların” Sadr’ın destek çekme açıklamasından sonra göstericilere saldırdığı iddiası, göstericiler nezdinde popülaritesinin daha fazla düşmesine neden oldu. Bununla birlikte göstericilerin denenmiş politikacılara koyduğu şerhe rağmen, Sadr tarafından Nuri el-Maliki döneminde İletişim Bakanlığı yapan Muhammed Tevfik Allavi’nin başbakan olarak atanması yine aynı şekilde halk tarafından politik elitlerden azade görülüp eleştiriden muaf tutulan Sadr’ın da aynı elit çemberi içinde değerlendirilmesine sebep oldu.

Dolayısıyla gelinen aşamada erimeye başlayan genç mobilizasyon gücü ve pragmatist bir manevrayla İran destekli gruplarla girdiği son siyasi anlaşma arasında yol süren Sadr’ın ifadeleri, içinde bulunduğu çelişkili halin özeti olarak yorumlandı. Son olarak ise kendisinin önermediğini öne sürdüğü ancak desteklediği Allavi kabinesinin Perşembe oturumundan Pazar günkü oturuma kadar güvenoyu alamaması durumunda protesto gösterilerini başlatacağını söyleyen Sadr’ın bu hamlesi, azalan mobilizasyon gücünü tekrar diriltmek şeklinde okundu. Ancak belirtildiği üzere Mukteda es-Sadr’ın Kum’da İran destekli gruplarla gerçekleştirdiği iddia edilen son siyasi hamlesi ve hükümet karşıtı gösterilere karşı değişen ani tavrı, ona genç kitle nezdinde önemli ölçüde kan kaybettirdi. Bu bakımdan yıllar içinde siyasi olarak farklı cenahlarda konumlanan aktörlerle pragmatist ittifaklar yapan popülist lider Sadr’ın en büyük kaybı bahsi geçen yeni genç kitle oldu.


Bu makale ilk olarak 2.3.2020 tarihinde Anadolu Ajansında yayımlanmıştır.

https://www.aa.com.tr/tr/analiz/sadr-iran-yakinlasmasi-ve-kaybedilen-genc-kitle/1751717