Kalkınma Yolu ve Irak Basınına Yansımaları

Kalkınma Yolu ve Irak Basınına Yansımaları
Photo -AA Images
Irak basınının büyük bir kısmı; Kalkınma Yolu Projesi’ni, Sudani’nin Türkiye ziyareti ile ilgili bir haber çerçevesinde sunarak konuya dair herhangi bir tavır takınmadı.
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz
Kıdemli Uzman Müştak El-Hılo

Sudani’nin Türkiye Ziyareti

Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani, Türkiye ziyaretinden iki gün önce 12 Mart 2023 Pazar günü “Kalkınma Yolu/Kuru Kanal”ın inşaatını incelemek üzere Türkiye'ye gideceğini duyurdu. Ankara'da, “Kalkınma Yolu” adını verdiği bu projeye değinen Sudani, sadece Türkiye ve Irak için değil, Doğu'yu Batı'ya bağlaması açısından tüm bölge ve hatta dünya ülkeleri için büyük önem arz ettiğini ifade ederek bölge ülkelerinin bu konuyu görüşmek üzere Bağdat'ta buluşmasını talep etti.

Irak Başbakanı Sudani, Irak'a döndükten sonra ilgili yetkililerle yaptığı görüşmede, bu projenin takibini vurgularken Irak Ulaştırma Bakanı ise söz konusu projenin, Bakanlığın bu yılki en önemli projelerinden biri olduğunu açıkladı. Iraklı yetkililerin Türkiye'yi ziyareti sırasında genellikle güvenlik konusu ve su kaynakları olmak üzere iki dosya gündeme gelirken ilk kez bu projenin üstünde durdukları söylenebilir.

Doğu Ekspresi Treni’nden Kalkınma Yoluna

Alman Kayseri II. Wilhelm Ekim 1889'da İstanbul Limanına geldi ve bu yolculuk sırasında Sultan II. Abdülhamid ile birlikte Bağdat'tan Berlin'e hızlı tren inşasına karar verildi. Alman yatırımıyla başlayan bu projenin Anadolu'daki kısmı 1896'da sona erdi.

Dünya ve Osmanlı, bu dönemde bu projenin ilerlemesini etkileyen ciddi değişiklikler geçirdi ve nihayet 1911'de bu tren hareket etmeye başladı. Zamanla buradan Suriye, Filistin, İran'ın kuzeyi ve Rusya'ya alt güzergâhlar çekilmiş ve nihayet 1940 yılında Basra'dan İstanbul'daki Haydarpaşa’ya, oradan da Londra'ya dünyanın en uzun demir yolu yolculuğu gerçekleştirilmiştir. Bu demir yolu hattı, ulaşım dışında kültür ve düşünce aktarımında da rol oynamıştır. Bu nedenle meşhur İngiliz roman yazarı Agatha Christie (1890-1976), onun adını kendi romanlarından birisine vermiştir (Doğu Ekspresinde Cinayet). Hâlâ Irak'ın bazı yaşlı vatandaşları, Basra'dan Avrupa'ya bu rotayla seyahat etmenin güzel hatırasını anlatmakta ve onu canlandırmak istemektedirler.

Büyük Faw Limanı

Basra ulusal hükûmeti 2005 yılında, Faw Yarımadası'nda yaklaşık 5 milyar dolarlık bütçe ile bölgenin en büyük limanının inşa edilmesini Bağdat'a teklif etmişti. Nihayet 5 Nisan 2010 tarihinde bu projenin temeli atılmıştır. Bölgedeki birçok ülke, böyle bir limanın yapılmasını kendi aleyhlerine görmüş ve bu nedenle farklı yollardan bu işin ilerlemesine engel olmuşlardır. Ancak Irak'ın iç ihtiyaçları için böyle bir limana ihtiyacı yoktu ve mevcut liman, çeşitli ihtiyaçlarını karşılamaktaydı. Bu liman, başka ülkelere mal taşıma aracı hâline gelmedikçe böyle bir maliyete girmenin hiçbir gerekçesi yoktu. Bu nedenle bu liman ile Irak'ın komşuları arasında stratejik bir yol inşa etme fikri gündeme gelmiştir.

Bu limanın, ilk gemiyi Eylül 2024'te ağırlaması ve 2025'te ise tamamen açılması bekleniyor. Bu durum ise limandan komşulara stratejik bir yol inşa etme telaşını ikiye katlamıştır. Çünkü böyle bir yol olmazsa liman açıldıktan sonra işe yaramaz hâle gelecektir.

Kalkınma Yolu/Kuru Kanal Projesi

Irak Ulaştırma Bakanlığı Nisan 2010'da, Büyük Faw Limanından yararlanmak için Faw'dan Suriye ve Türkiye'ye bir demir yolu inşaatı için yatırım tekliflerini kabul ettiğini açıklamıştır. Ayrıca 2014 Mart ayında Irak, bu amaçla Dünya Bankası ile bir anlaşma imzalamıştır. 2015 yılında Pakistan'ın Gwadar Limanının Çin tarafından geliştirilip kiralanmasıyla Irak'ın jeopolitik önemi artmıştır. Çünkü Gwadar’a ulaşan Çin malları, Süveyş Kanalı'ndan geçerek deniz yoluyla Avrupa'ya ulaşmak yerine çok daha düşük maliyetle kısa sürede Avrupa'ya varacaktır.

Musul Valisi Necim Cuburi, 10 Eylül 2020’de Musul ile Türkiye arasında Türk şirketleriyle iş birliği içinde bir demir yolu hattı inşa edileceğini duyurmuştur. Rusya'nın Şubat 2022'de Ukrayna'ya saldırması ve Avrupa'nın Rusya ile ilişkilerinde ortaya çıkan sorunlardan sonra Katar gazının transfer güzergâhı ve Irak gazının çıkarılıp Avrupa'ya ihracı açısından Irak’ın önemi yeniden artmıştır.

Projenin Karşılaştığı Sorunlar

Amerika ve Çin arasındaki rekabet, Rusya'nın Avrupa gaz piyasasını kaybetmeye karşı çıkması, İran'ın demir yolunu Basra'ya bağlama ve Suriye'ye ulaşmak için kullanma konusundaki ısrarı, Süveyş Kanalı'na olan ihtiyacın azalması nedeniyle Mısır’ın sıkıntı çekmesi, Kuveyt Büyük Mübarek Limanının inşaatına başladığı dönemde Irak’ın Kuveyt'in demir yolu hattını hiçbir şekilde Basra'ya bağlamayı kabul etmemesi ve beraberinde 2020 yılında inşaatın yarıda kalması, Dubai'deki Cebel Ali ile İran limanlarına olan talebin azalması; söz konusu projenin önündeki en önemli dış zorluklardandır.

Yukarıda sayılan dış zorluklara ek olarak yönetimde yolsuzluk, Irak hükûmetinin IKBY ile anlaşmazlıkları, PKK ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin varlığı olmak üzere söz konusu rotayı tehdit edecek birkaç problem de projenin karşı karşıya kaldığı en önemli iç sorunlardandır.

Projenin Başarı Fırsatları

Kalkınma Yolu Projesi, hızlı tren hattının yanı sıra bu süre zarfında; otoyol, Irak ve Körfez ülkelerinin petrol nakil hattı ve gaz nakil hattı gibi iktisadi projeleri ile hizmetleri de kapsayacaktır. Bu nedenle Irak'ın bazı komşuları için verebileceği kayıpların yanı sıra kendileri ve diğer ülkeler için de çok faydalı olacaktır. Örneğin, İran'ın demir yolu hattı Irak'a bağlanırsa İran ve bazı komşuları Irak üzerinden Akdeniz'e ve oradan da Batı Avrupa'ya ulaşacaktır.

Söz konusu proje, Körfez ülkelerinin jeopolitiğini değiştirecek ve Ürdün, Suriye ile Türkiye için de çok faydalı olacaktır. Iraklı silahlı gruplar için bile onların desteğini çekebilecek faydalar ve ekonomik fırsatlar yaratacaktır. Tüm bu sebeplerle eski Irak Ulaştırma Bakanı Nasır Hüseyin Bender Şibli, bu projenin uygulanmasının Irak'a daha fazla güvenlik ve istikrar getireceğine inanmaktadır. Çünkü projeden yararlanan ülkeler, söz konusu projenin güvenliğini sağlamak için çalışacaktır.

Basra'dan başlayan bu güzergâh, Irak'ın önemli şehirlerinden geçtikten sonra Irak, Türkiye ve Suriye’nin temas noktasından Türkiye'ye girecek ve Mersin Limanından Avrupa'ya devam edecektir. Maliyeti yaklaşık 20 milyar dolar olan projenin plana göre 2029'a kadar tamamlanması beklenmektedir. Irak böyle bir meblağı sağlama konusunda yetersizdir ve dolayısıyla projenin gidişatı kesinlikle yabancı yatırıma bağlıdır.

Türkiye bu projenin sponsorlarından biri olacaktır. Çünkü elde edilecek ekonomik faydaların dışında Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu; Kuveyt'te, Şubat 2018'de düzenlenen “Irak'ın Yeniden İnşası Konferansı”nda 5 milyar dolarlık kredi sözü vermiştir. Eski Irak Başbakanı Mustafa Kazımi'nin 2020 sonlarında Ankara'ya yaptığı ziyaret sırasında, bu kredinin söz konusu yolun yapımı için verildiği söylenmiştir. Öte yandan Irak, ABD'nin onayı olmadan kesinlikle böyle bir şeye adım atamayacaktır. İtalyan şirketleri bunun için en iyi planlamayı yapmaktadır ve diğer Avrupa ülkeleri de sonraki adımlara katılacaktır.

Haberin Irak Basınına Yansıması

Irak medyasının çoğu, herhangi bir sorgulama yapmadan veya pozisyon almadan yalnızca Sudani ve diğer Iraklı yetkililerin sözlerini içeren haberleri aktarmış ve çoğu zaman önceliği su konusuna vermiştir. Öte yandan ABD işgalinden sonra Irak'ta gerçekleştirilmesi düşünülen her projenin karşılaştığı sorunlar nedeniyle bu projenin de yakın gelecekte hayata geçirilebileceğine dair bir umut yoktur. Bununla beraber söz konusu projenin halkın uzun süredir dile getirdiği isteklerden biri olduğu söylenebilir. Bu nedenle çok az kişi projeye açıkça karşı çıkmaktadır.

Genellikle basın ve medya kuruluşları da söz konusu haberi olumlu perspektifte ele almıştır. Kimileri ise söz konusu projede daha gidilecek çok yol olduğuna ve Türkiye ile anlaşmaya varılması gereken daha birçok öncelikli konunun bulunduğuna dikkat çekmiştir. Fetih Koalisyonu’nun bir üyesi de bahsi geçen projeye desteğini açıklarken bunun İpek Yolu Projesi’yle çeliştiğini düşünmediğini de vurgulamıştır.

Bu kapsamda küçük bir kesimin bu projeyle ilgili endişelerini dile getirdiği söylenebilir. Bazı uzmanlar ise Türkiye'nin Irak'a karşı “su” silahını kullanarak Körfez'e ulaşmak için Irak’ın stratejik konumunu kullandığını iddia etmiştir. Bunun yanı sıra İpek Yolu Projesi’ni savunan ve Çin'in Irak'taki varlığını yoğun olarak destekleyen bazı kesimler de söz konusu projeyi eleştirerek Irak'a zarar verdiği yorumunu yapmıştır.