İran’da Asgari Ücret ve Enflasyon Sarmalı

İran’da Asgari Ücret ve Enflasyon Sarmalı
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Dünya, koronavirüs sonrası yaşama hazırlanırken Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle artan tansiyon, başta enerji ve gıda olmak üzere enflasyonu artırdı. Artan enflasyon karşısında ücretlerin hızla erimesi, kırılgan ekonomiye sahip ülkelerde daha derin hissedildi. Bu ülkeler arasında yer alan İran, son 3 yıldır enflasyon sorununu son zamanlardaki gelişmelerin yanı sıra ABD yaptırımları sebebiyle ağır bir şekilde tecrübe etmektedir.

Grafik 1: İran’da Enflasyon

 

Kaynak: İran İstatistik Merkezi

İran İstatistik Merkezi verilerine göre 1400 (2021) yılında yıllık enflasyon oranı %41,4 seviyesinde gerçekleşti. 1399 (2020) yılında ise yıllık enflasyon oranı %35,9’du. Buna ilave olarak 1400 yılında gıda ve barınma enflasyonu %53,4 ve %26,7 olarak gerçekleşirken 1399 yılında %38,7 ve %25,3 olarak kaydedilmişti. Son dönemlerde negatif küresel gelişmelere rağmen İran’da enflasyon oranının artış hızı, yaklaşık 10 aydır yavaşlamış durumdadır.

Grafik 2: İran’da Asgari Ücret

Not: Dolar bazında asgari ücret, yazar tarafından İran Merkez Bankasına ait serbest piyasa kurları ile hesaplanmıştır.

Kaynak: İran İstatistik Merkezi

Yüksek enflasyon oranları sebebiyle azalan alım gücünü İran hükûmetleri asgari ücret artışı ile kompanse etmeye çalışmaktadır. Cari yılda asgari ücret %57,4 artarak 2,655 milyon tümenden 4,179 milyon tümene yükseldi. 1400 yılının enflasyon oranı göz önüne alındığında asgari ücret artış oranı oldukça yüksek gözükmektedir. Ancak son 10 yıl incelendiğinde asgari ücretteki ortalama değişim oranı %21,7 iken ortalama enflasyon oranı %24,5 seviyesinde gerçeklemiştir. Dolar bazında incelendiğinde asgari ücret, 102,8 dolardan 157,7 dolara yükselerek son 10 yılın asgari ücret ortalaması olan 156 dolara yakınlaşmıştır.

Hane halklarının tüketim kalemleri incelediğinde aylık gelirin; %33’ü gıdaya, %28’i barınmaya harcanmaktadır. Şehir hane halkları, gelirlerinin %37’sini barınma ve %26’sını gıdaya harcarken kırsal hane halkları, gelirlerinin %19’unu barınma ve %40’ını gıdaya harcamaktadır. Gıdanın, harcamalardaki payının fazla oluşu İran’daki yüksek gıda enflasyonunun İranlı hane halklarını büyük ölçüde etkilediğinin önemli işaretleri arasında yer alıyor. Buna ilave olarak İran’ın çeşitli tahıl ürünlerinde dışarıya bağımlı oluşu ve tedarikçileri arasında Ukrayna ve Rusya’nın yer alması, gıda enflasyonunun tekrar tetiklenme riskini artırmaktadır. Barınma bağlamında değerlendirildiğinde elektrik, su ve ısınma masraflarının sübvansiyonlar nedeniyle az olması İranlıların bütçelerini rahatlatıyor. Ancak son dönemlerde, başta başkent Tahran olmak üzere büyük şehirlerde konut satın alma, kiralama ve inşaat maliyetlerinin artması nedeniyle İran halkı zorluk çekmekte ve büyük şehirlerin merkezlerine uzak yerlerde nüfus hızla artmaktadır.

İran Halkı İçin Risk Artıyor

Asgari ücret ve enflasyon ile ilgili verilerin son aylarda iyileşme eğilimi göstermesi, kısa vadede İran halkının bütçesine yarar sağlayacak gibi gözükse de dışsal majör faktörler orta ve uzun vadede ilgili göstergedeki riskleri artırmaktadır. Özellikle İbrahim Reisi hükûmetinin Viyana görüşmelerinde olası bir nükleer anlaşma konusunda hâlâ soğuk davranması ve karşı tarafı zorlayacak şartları masaya koyması, ülke içerisindeki ekonomik riskler için pek olumlu görünmemektedir. Son dönemlerde Viyana görüşmelerinin “olumsuz” seyirde ilerlemesi kendini göstermeye başlamıştır. Örneğin dolar/tümen kuru uzun bir süre sonra 28 bin seviyesini test etmiştir ve bu durum enflasyonun tetiklenmesinin önünü açmaktadır.

İran’ın kendine has ekonomik durum tablosunun yanında, dünyada enflasyonun hızla artması başka bir risk teşkil etmektedir. Her ne kadar enerji fiyatlarındaki artış Viyana görüşmeleriyle gevşeyen yaptırım denetimleri sonucunda petrol ihracatını artırsa da birçok ülke arz güvenliği bağlamında ithalat kısıtlamalarına gitmektedir. Yaptırımlar altında dış ticaretini dolaylı yollardan gerçekleştiren İran, dünyada arz güvenliği sorununun ortaya çıkmasıyla daha da zorlanacaktır.

Artan asgari ücret İran halkı için sevindirici olsa da işverenler için pek memnun edici değil. Artan işçi maliyetleri nedeniyle işverenlerin yeni istihdam olanakları yaratma eğilimlerinde azalma görülebilir ve bu sebeple üretim çıktısında azalma meydana gelebilir. İşçi maliyetlerinin artışı ve üretimdeki azalış nedeniyle enflasyonist baskı hiç şüphesiz artacaktır ve bu da asgari ücretin daha önceki yıllarda görüldüğü üzere erimesine yol açabilir.

Genel olarak değerlendirildiğinde ülke dışı ve ülke içi riskler nedeniyle İran’ın asgari ücret ve enflasyon sarmalındaki riskler henüz minimize edilmiş değil. Bu sebeple orta ve uzun vadede İran halkının satın alma gücünde bir iyileşme pek mümkün gözükmemektedir. İyileşmenin sağlanabilmesi için İranlı yöneticilerin gerçekçi bir bakış açısıyla riskleri iyi analiz etmesi gerekiyor. Aksi takdirde ideolojik bakış açısı sonucunda ortaya çıkacak eksiklikler, hükûmetin halk nazarındaki popülaritesinin azalmasına yol açacak ve halk çözümü sokaklarda arayacaktır.