IMF’nin İran Ekonomisi Tahmini

IMF’nin İran Ekonomisi Tahmini
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Uluslararası Para Fonu (IMF), Nisan 2022 dönemine ait “World Economic Outlook” isimli raporunu yayımladı. Rapora göre 2021 yılında İran ekonomisi reel olarak %4 büyüdü ve ülkede yıllık enflasyon oranı %40,1 olarak gerçekleşti. 2020’de IMF, bu oranları sırasıyla %1,5 ve %36,5 olarak ilan etmişti. Buna ilave olarak cari hesap dengesinin gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı %2 olarak gerçekleşti ve cari hesap dengesi 2021’de fazla verdi. Geçen yıl ise cari hesap, -%0,7 oranında cari açık vermişti.

Tablo 1: IMF’nin İran Ekonomisi Tahminleri

Kaynak: IMF

IMF’nin rapordaki tahminlerine göre 2022 ve 2023 yıllarında reel GSYH büyüme oranının sırasıyla %3 ve %2 olması beklenmektedir. IMF’nin İran’ın büyüme oranlarını pozitif seviyede tutmasının nedenlerinden birisi İran’ın üzerindeki yaptırım denetimlerinin gevşemesiyle petrol ihracatının artmasıdır. Viyana görüşmeleri ile İran’ı masada tutmak isteyen ABD, yaptırımları oldukça gevşetmiş ve İranlı yetkililerin aktardığına göre de petrol ihracatında ve dolayısıyla petrol gelirlerinde ciddi artışlar gerçekleşmiştir. Yaptırımlara ek olarak koronavirüs salgınının ülkedeki etkisini yavaş yavaş yitirmesi ve ülke GSYH’sinin yaklaşık %50’sini oluşturan hizmet sektörü üzerindeki salgın ile ilgili kısıtlamaların gevşemesi, IMF’nin pozitif büyüme beklentilerinin oluşmasındaki önemli faktörler arasında yer almaktadır.

IMF’nin enflasyon projeksiyonları incelendiğinde, 2022 ve 2023 yılında yıllık enflasyon oranının sırasıyla %32,3 ve %27,5 olması beklenilmektedir. IMF, büyüme tahminlerinde de olduğu gibi enflasyon tahmininde de aynı faktörleri göz önünde bulundurarak enflasyonun düşeceğini öngörmektedir. Ancak enflasyonun, ülkenin iç dinamikleri ve güncel küresel konjonktür göz önünde tutulduğunda kısa ve ortada vadede yükseliş trendini koruyacağı olası gözükmektedir. Özellikle tahıl ve hayvan yeminde net ithalatçı olan İran, Rusya ve Ukrayna’nın ihracat kısıtlamaları nedeniyle gıda güvenliği ve enflasyonu krizi ile karşı karşıyadır. Buna ilave olarak, yeni İran yılıyla beraber (1401) hükûmet ve Meclisin çabasıyla 4.200 dolar/tümen sabit kur rejiminin kaldırılması için yoğun çaba sarf edildi. Bütçe İnceleme Komisyonu, sabit kurun kaldırılma kararını reddetmiş ve tekrar Meclise göndermişti. Ancak Meclis 194 lehte oy ile sabit kurun kaldırılması ile ilgili kanunu kabul etti. İddialara göre sabit kurun kaldırılmasıyla ilgili oturumlarda Devrim Muhafızları Ordusuna müntesip veya yakın kişilerin direkt baskısı, sabit kurun kaldırılmasında etkili olmuştur. Sabit kurun kaldırılması, sabit kur ile ithal edilen ürünlerde enflasyon beklentisini artırmıştır. Büyük bir çoğunluğu hayvan yemi ve tahıllardan oluşan söz konusu ithal ürünlerdeki bu gelişme, üreticileri oldukça endişelendirmektedir. Bazı haber kaynakları sabit kur uygulamasının gümrüklerde kaldırıldığını iddia etse de yetkililer bunu yalanlamıştır. Buna ilave olarak başta Ekonomi ve Maliye Bakanı İhsan Handuzi olmak üzere birçok yetkili, sabit kur uygulamasının kademeli olarak kaldırılacağının haberini verdi.

Cari hesap ile ilgili IMF’nin tahminleri ise 2022 ve 2023 yılları için sırasıyla %3,5 ve %2’dir. Cari hesabın fazla vermesindeki en önemli faktörlerden birisi hiç şüphesiz yaptırım denetimlerinin gevşemesidir. İran’ın en önemli ihracat kalemleri arasında yer alan petrol ihracatının artmasıyla beraber cari hesabın önceki yıllara göre fazla vermesi, güncel konjonktür göz önüne alındığında oldukça olasıdır. Buna ilave olarak Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile petrol fiyatlarının artışı da İran’ın cari hesabına olumlu etkide bulunacaktır.

İran’ın GSYH Sıralamasındaki Yeri Yükseldi mi?

Ünlü yerli ekonomist Mahfi Eğilmez, kendi blog sayfasında IMF’nin Nisan 2022 World Economic Outlook verilerine dayandırdığı analizine göre İran’ın 2021 yılında GSYH sıralamasının 14’e yükselirken Türkiye’nin 21’e gerilediğini belirtti. Ancak paylaşılan verilerde IMF’nin, verileri hesaplarken; Eğilmez’in ise verileri seçerken bazı standartları ihmal ettiği tespit edilmiştir.

IMF’nin verileri hesaplarken ihmal ettiği birinci standart, İran’daki döviz rejimidir. IMF verilerinde İran’ın GSYH’si 1,4 trilyon dolar olarak hesaplanmıştır. Aynı veri, yerel para cinsinden ise 59,9 katrilyon olarak hesaplanmıştır. Yerel para cinsinden hesaplanan veri, dolar cinsinden hesaplanan veri ile bölündüğünde dolar/riyal kurunun 42.000 olarak hesaplandığı kolayca tespit edilebilir. Ayrıca IMF, İran’ın daha önce sadece 25 mal kalemin ithalatında kullandığı ve hâlihazırda kaldırılması söz konusu olan döviz kurunu gösterge tahmininde kullanmıştır. İran Merkez Bankasının 28 Nisan 2022 tarihli dolar/riyal kuru ile hesaplandığında İran’ın ilgili verisi 236,3 milyar dolardır. Bu da Türkiye’nin ilgili GSYH verisinin üçte birine denk gelmektedir.

Grafik: İran’ın GSYH Verileri
 
Kaynak: IMF ve Dünya Bankası

Eğilmez’in ihmal ettiği standart, seçilen GSYH verisinin hesaplanma yöntemiyle ilgidir. Eğilmez enflasyonu göz önünde bulundurmadan sadece cari fiyatlarla hesaplanan GSYH verisini ortaya koymuştur. Ancak bu, İran’da son dönemlerde %30 ila %40 seviyelerinde dalgalanan enflasyon göz önünde bulundurulduğunda veri seçiminin oldukça yanlış olduğunu göstermektedir. Buna ilave olarak cari fiyatlar ile hesaplanan GSYH verilerindeki büyüme oranları da oldukça yüksek ve İranlı resmî mercilerin açıkladığı verilerden uzaktır. Literatürde bir ülkenin GSYH verileri incelenirken bir yıla endekslenmiş ve sabit fiyatlarla hesaplanmış veri göz önünde bulundurulur ve bu veriye reel GSYH denilir. Dünya Bankasının güncel verilerine göre 2020 yılında İran’ın 2015 yılına endekslenmiş ve sabit fiyatlarıyla hesaplanmış GSYH’si 410,2 milyar dolardır. Grafikte de IMF ve Dünya Bankası verileri karşılaştırıldığında Dünya Bankasının hem standart hem de doğru veri açısından İran araştırmacıları için güvenilir bir kaynak olduğu görülmektedir.

IMF verileri genel itibarıyla incelendiğinde İran ekonomisinin yaptırım denetimlerinin gevşemesiyle beraber iyileştiği ve gelecek dönemlerde de bu etkinin sürmesi olası gözükmektedir. Ancak yaptırım denetimlerinin pozisyonunda önemli rol oynayan Viyana görüşmelerinin sürdürülmesi ve görüşmelerdeki pozitif havanın makroekonomik göstergelerdeki etkisi tartışmasızdır. Ancak Viyana görüşmelerinin sonuçsuz kalması ve artan negatif hava ile birlikte uzun vadede makroekonomik göstergelerde negatifliğin artması olası gözükmektedir. Bu sebeple Viyana görüşmelerinin İran ekonomisi üzerindeki etkileri devam edecektir.

IMF’nin “World Economic Outlook” adlı raporu uzun yıldan beri ekonomistler tarafından takip edilmekte ve güvenilir kaynak olarak görülmektedir. Ancak IMF verileri hazırlanırken İran’ın çeşitli yapısal ve özel durumlarının ihmal edilmesi, IMF’nin İran ekonomisi konusundaki yetersizliğini ortaya koymaktadır. IMF verilerinin standartları Dünya Bankası ile karşılaştırıldığında IMF’nin bu konudaki zayıflığı açıkça ortadadır. İran araştırmacıları, İran ile ilgili ekonomik veriler üzerinde çalışırken verilerin nasıl hesaplandığını ve İran’ın güncel ekonomik durumunu göz önünde bulundurmalıdır. Veriler seçilirken literatürde tercih edilen veri standartları takip edilmelidir. Aksi takdirde veri hatalarının ve dolayısıyla yanlış analizlerin ortaya çıkması kaçınılmazdır.