İran Basınında Öne Çıkanlar (13-19 Ekim)
İran’ın Azerbaycan Sınırındaki Askerî Tatbikatı
2. Karabağ Savaşı’nda Ermenistan’ı destekleyen ve Zengezur Koridoru’na sert bir şekilde karşı çıkan İran’ın, 17 Ekim’de Azerbaycan sınırındaki Aras Nehri’nde başlattığı geniş katılımlı askerî tatbikat, geçtiğimiz hafta İran basınının gündemini meşgul eden en dikkat çekici gelişmeler arasında yer almıştır. Devrim Muhafızları Ordusuna (DMO) yakınlığıyla bilinen Cevan gazetesinin “Aras ve Basra Körfezi’nin Ötesine Mesaj” başlıklı yazısında, söz konusu tatbikata ilişkin detaylı bir analiz yayımlanmıştır. Bu analizde “Ülkenin kuzeybatısında büyük ama boş hayalleri olanlar var. Bakü yöneticilerinin hırsı; onlara, bölgenin jeopolitiğini bozabileceklerini düşündürdü. Karabağ Savaşı’nı; Bayraktar SİHA’ları ve MOSSAD’ın yardımıyla değil, Tahran ve Moskova’nın rasyonel imtiyazları sayesinde kazandıklarını henüz anlamadılar. Paşinyan da Batı’ya olan umudu nedeniyle sert bir tokat yedi.” ifadelerine yer verilmiştir. Bunun dışında bölge jeopolitiğinde temel bir değişikliğin, İran’ın kırmızı çizgisi olduğu vurgulanmış ve bunun birkaç kez diplomatik olarak ifade edildiği, şimdi de sahada Aras’ın kuzeyine iletildiği belirtilmiş; “Zengezur’u sahiplenmeye yönelik her türlü ham fikir, İran’ın silahlı kuvvetlerinin güçlü tepkisiyle karşılaşacaktır. İran, komşularının geleneksel toprak bütünlüğüne saygı duyuyor ve geçen yılki tavizler, Karabağ’ın Sovyet Dönemi’nden beri Bakü’ye ait olmasından kaynaklanıyordu. Ancak uluslararası sınırları bulanıklaştırma oyununa başlayanlar, kaybedenler olacaktır.” ifadeleri kullanılmıştır. Öte yandan hem İran’ın Kuzey Irak’a düzenlediği operasyona hem de DMO Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami’nin tatbikat esnasında Farsça yayın yapan Suudi Arabistan destekli, Londra merkezli medyayı İran’daki gösterilere müdahil olmak ve göstericileri kışkırtmakla suçlamasına dikkat çekilmiş; bunun yanında Suudi Arabistan “sinsi komşu” olarak telakki edilmiştir.
Reformcu bir yayın politikası izleyen Şark gazetesinin “Barış Mesajı, Tehdide Cevap” manşetli yazısında; tatbikatın, Bakü’nün yanı sıra Ankara’ya da mesaj verdiği belirtilerek “Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Türkiye’nin doğrudan desteğiyle Kafkasya bölgesinde bazı provokasyonlara giriştiği sır değil.” ifadelerine yer verilmiştir. Öte yandan İran’ın resmî haber ajansı IRNA’nın uhdesinde faaliyet gösteren İran gazetesinin “Aras’ı Geçme Denemesi” ve Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf’a yakınlığıyla bilinen Horasan gazetesinin “Aras’ı Geçme Tatbikatı” başlıklı yazılarda da Selami’nin açıklamaları ön plana çıkartılmıştır. Muhafazakâr çizgideki Direniş Cephesine yakınlığıyla ön plana çıkan Vatan-ı İmruz gazetesinin “Aras’ta Hazır Ol” başlıklı yazısında, “İran, Azerbaycan Cumhuriyeti sınırlarındaki teröristlerle mücadele etmeye hazır.” ifadelerine yer verilmiş ve aynı şekilde Selami’nin söz konusu ifadeleri vurgulanmıştır.
İran’da neşredilen gazetelerin söz konusu tatbikata ilişkin tutumuna bakılacak olunursa farklı siyasi yaklaşımı benimseyen yayınların, hemen hemen aynı çerçeveyi sunduğunu belirtmek mümkündür. Türkiye ile Azerbaycan arasında yeni bir bağlantı sağlayacak Zengezur Koridoru, ulusal güvenlik meselesi olarak lanse edilmekle beraber bölge jeopolitiğindeki bir değişikliğin İran için taşıdığı riskler vurgulanmaktadır. Mevcut denklemlerle örtüşmeyen mesnetsiz ifadelerle Azerbaycan’ın 2. Karabağ Savaşı’nda elde ettiği şanlı zafer küçümsenmeye çalışılmıştır. Diğer bir husus ise tatbikatın, Azerbaycan’ın yanı sıra Türkiye ve İsrail’e de uyarı niteliğinde olduğunun ileri sürülmesidir. Ayrıca söz konusu gelişmenin; İran’ın, Kuzey Irak ve Suudi Arabistan’a yönelik askerî tehditleriyle ele alındığı da gözlerden kaçmamalıdır.
Siyasi Tutukluların Bulunduğu Evin Hapishanesindeki Olaylar
İran’da genellikle siyasi tutukluların bulunduğu ve tutuklulara kötü muamele yapılmasıyla ünlü Evin Hapishanesinde çıkan olaylar, geçtiğimiz hafta İran basını tarafından yakından takip edilen diğer bir gelişmedir. İran’ın resmî haber ajansı IRNA’nın çatısı altında faaliyet gösteren İran gazetesi, “Evin Projesinin Başarısızlığı” manşetine yer vererek olayları “önceden planlanan isyan” olarak nitelemiştir. DMO’ya yakınlığıyla bilinen Cevan gazetesi, BBC ve Iran International gibi Londra merkezli medya organlarını yalan haber yaymakla suçlarken muhafazakâr çizgideki Direniş Cephesine yakınlığıyla bilinen Vatan-ı İmruz ve İran Radyo ve Televizyon Kurumuna bağlı Cam-ı Cem gazetesi, “vandalizm” ve “komplo” gibi ifadeleri kullanmıştır. Reformcu çizgideki İbtikar gazetesi ise olaylara ilişkin çelişkili açıklamalar ile haberlere dikkat çekmiştir.
Devrim Rehberi Ali Hamenei’nin görüşlerini yansıtan Keyhan gazetesi, yargı erkinin olaya ilişkin açıklamalarına kısaca yer vererek söz konusu gelişmeyi sıradan ve önemsiz bir haber gibi servis etmeyi tercih etmiştir. Yeşil Hareket’in lideri Mehdi Kerrubi’nin partisi İtimad-ı Millî Partisine yakınlığıyla bilinen İtimad gazetesi “Evin’de Ateşli Gece” manşetine yer vermiş ve olayın detaylarını sade bir üslupla okura sunmuştur. Ayrıca Tahran Belediyesine bağlı Hemşehri gazetesi ve eski Cumhurbaşkanı Ekber Haşimi Rafsancani’ye yakınlığıyla bilinen Arman-ı Millî gazetesinin yanında Aftab-ı Yezd gazetesi gibi yayınlar da tarafsız bir perspektif sunmuştur.
İran’da yayımlanan matbu basın kuruluşları, Evin Hapishanesinde yaşanan olayları farklı perspektiflerden mercek altına alarak çok yönlü bir zeminde işlemiştir. Reformcu ve ılımlı çizgide hareket eden basın kuruluşlarının, genellikle olayı ana hatlarıyla işlemeyi tercih ederek tarafsız bir perspektif sunmakla yetindiği görülmektedir. Buna mukabil, Tahran yönetimiyle iltisaklı ve muhafazakâr bir yayın politikası izleyen her bir basın kuruluşunun, olayı farklı çerçevelerden ele aldığı gözlemlenmiştir. Kimi yayınlar, olayın ulusal boyutlarını göz ardı ederek sıradan bir gelişme gibi servis etmeyi tercih etmiş; kimileri ise sistem muhaliflerinin rolüne dikkat çekmiştir.
Erdebil’de Lise Öğrencilerine Ölümcül Şiddet İddiası
Erdebil’de, lise öğrencisi 15 yaşındaki Türk asıllı Esra Penahi’nin güvenlik güçleri tarafından dövülerek öldürüldüğüne yönelik iddialar, İran kamuoyunda geniş yankı uyandırmakla beraber basın tarafından yakından takip edilmiştir. Reformcu çizgideki Sazendegi Partisinin eski genel sekreteri Gulam Hüseyin Kerbasçi’nin uhdesinde neşredilen Hemmihen gazetesi; söz konusu gelişmelerin ardından ortaokul ve liselere Besic gibi güvenlik güçlerinin yerleştirilmesi ve bunların öğretmen olmadığı takdirde öğretmenin yerini alması, öğrencilerin çantalarının aranması ve öğrencilerin toplu hâlde gösteri düzenlemesine engel olunması gibi birçok tedbirin alınması yönünde talimat verildiğini öne sürmüştür. Yeşil Hareket’in lideri Mehdi Kerrubi’nin partisi İtimad-ı Millî Partisine yakınlığıyla bilinen İtimad gazetesi, olayın üzerinden uzun saatler geçmesine rağmen kız öğrencinin ölüm sebebinin hâlâ netlik kazanmadığına vurgu yapmış; bunun yanında yetkililerin, çelişkili bir şekilde genç kızın ölüm sebebini intihar veya bir hastalıkla ilişkilendirmesine dikkat çekmiştir. Arman-ı Millî gazetesi gibi bazı yayınların ise tarafsız bir çerçeve sunduğu belirtilebilir.
Devrim Rehberi’nin uhdesinde neşredilen ve aşırı radikal bir yayın politikası izleyen Keyhan gazetesi, İran futbol camiasının efsane isimlerinden teknik direktör Ali Dayi’nin, genç kızın güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğü iddialarını desteklemesini sert bir şekilde eleştirerek iddialarını kanıtlamasını istemiş ve yargıyı eleştirerek Dayi’ye nazik davranılmaması gerektiğine yer vermiştir. DMO’ya yakınlığıyla bilinen Cevan gazetesi de benzer bir çerçeve sunarak Dayi’yi “cahil” olarak nitelemiş ve açık bir şekilde “Haddini bil, sınırını bilmeyen helak olur!” sözleriyle tehdit etmiştir. Ayrıca Dayi’nın para cezasına çaptırılmasını talep etmiştir.
İran basınının söz konusu gelişmeye ilişkin tutumuna bakılacak olunursa Tahran yönetimiyle iltisaklı ve muhafazakâr bir çizgide hareket eden basın kuruluşlarının, olayı ideolojik ve radikal bir perspektifle yorumladığını belirtmek mümkündür. Buna karşılık reformcu ve ılımlı yayın politikası izleyen basın kuruluşlarında ise genç kızın ölüm sebebine ilişkin açıklamalardaki tutarsızlıklara dikkat çekildiği görülmektedir. Ancak bu basın kuruluşlarının genelinde dişe dokunur eleştiriler bulunmadığı gibi kimilerinin tarafsız bir yaklaşım sergilediği görülmektedir. Ayrıca genç kızın ölümü sonrası Erbedil’de başlayan protesto gösterilerinin manşete taşınmadığı atlanmamalıdır.