İran Basınında Öne Çıkanlar (30 Mayıs-5 Haziran 2022)
UAEA’nın İran’ın Nükleer Faaliyetlerine İlişkin Raporu
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Grossi’nin İran’ın elinde bulunan zenginleştirilmiş uranyum miktarının izin verilen seviyenin 18 katı olduğu yönündeki raporu ve sonrasında yaşanan gelişmeler, İran kamuoyu ve basınında oldukça büyük bir yankı uyandırırken nükleer müzakerelerin belirsizliği konusunu yeniden gündeme getirmiştir.
İbtikar gazetesinde yayımlanan bir yazıda, İran ile Yunanistan arasında yaşanan tanker krizinden hareketle Nükleer Anlaşma’nın giderek çıkmaza girdiği belirtilerek ABD Başkanı Joe Biden’ın Kongre seçimleri öncesinde Nükleer Anlaşma’nın yeniden canlanması konusunda geri adım attığı ifade edilmektedir. Bunun yanında İran’da son zamanlarda yaşanan suikastlara atıfta bulunularak İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün ve Mısır ittifakının mevcut süreci baltalamaya çalıştığı öne sürülmektedir. Öte yandan Şark gazetesinde, ABD’nin, İran’daki hayat pahalılığından kaynaklanan mevcut ekonomik ve sosyopolitik koşullar ile toplumdaki güvensizlik duygusunu sürdürmek istediği için Nükleer Anlaşma’yı yeniden ihya etmeye ve yaptırımları kaldırmaya yanaşmadığına dikkat çekilmektedir. Bu bağlamda İran-Yunanistan arasındaki tanker krizi ve İsrail tarafından İranlı subaylara düzenlenen suikastlar gibi gelişmeler, ABD’nin, İran’da mevcut krizleri devam ettirme amacıyla ilişkilendirilerek, UAEA Yönetim Kurulu toplantısında İran’ın aleyhinde bir sonuç çıkacağından endişe edildiği belirtilmektedir.
Eski Cumhurbaşkanı ve Reform Hareketi’nin sembol lideri Muhammed Hatemi’nin destekçilerinden Merdumsalari Partisinin yayın organı Merdumsalari gazetesinde ise nükleer müzakerelerin belirsizliği farklı perspektiften ele alınmış ve İbrahim Reisi ile hükûmetine yönelik sert eleştirilere yer verilmiştir. Söz konusu yazıda “halkın ekonomik sorunlarının çözümüne yönelik önemli adımlar atılmadığı gibi halkın her zamankinden daha fazla geçim sorunu ile boğuştuğu” ifade edilerek ekonominin, Viyana müzakerelerine mahkûm edildiğine dikkat çekiliştir. Söz konusu gelişmelerin çok yönlü bir zeminde işlendiği Arman-ı Millî gazetesinde UAEA’nın, raporları adil bir şekilde sunmayıp İsrail ve Batı’nın etkisinde hareket ettiğine yer verilmiştir. Ayrıca Cumhuri-yi İslami gazetesi, bahsi geçen gelişmeyi; “İran’ın UAEA’nın İran’ın Nükleer Faaliyetlerine İlişkin Raporlara Eleştirisi” manşetiyle okuyucuya sunarken İttilaat gazetesi ise İran Dış İşleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade’nin, “ABD’nin nükleer müzakereleri duraklatmak istediği” yönündeki açıklamasını manşete taşımıştır.
İran basınında UAEA’nın İran’ın nükleer faaliyetlerine ilişkin raporlarına ilişkin haberlere bakıldığında nükleer müzakere sürecine yönelik karamsar bir hava hâkim olduğu görülmektedir. Genel itibarıyla nükleer müzakerelerin çıkmaza girdiği ve KOEP’in (Kapsamlı Ortak Eylem Planı/Nükleer Anlaşma) yeniden canlanmasının pek mümkün gözükmediği değerlendirilmektedir. Bunun yanında İran’da artan şüpheli ölüm ve saldırılar ile İran ve Yunanistan arasında yaşanan tanker krizinin mevcut denklemleri daha girift bir hâle getirdiğini ve bu durumun her şekilde olumsuz sonuçlar doğuracağı ifade edilmektedir.
Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman’ın Tahran Ziyareti
İran basını, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman’ın Tahran’a gerçekleştirdiği resmî ziyareti ve bu ziyaret kapsamında iki ülke arasında imzalanan iş birliği anlaşmalarını farklı perspektiflerden ele alarak okuyucuya sunmuştur. Reformcu İbtikar gazetesinde; söz konusu gelişme İran ile Tacikistan arasındaki tarihî, kültürel, dinî ve dilsel bağlarla ilişkilendirilmiş ve iki ülke arasındaki çeşitli alanlarda bölgesel iş birliğinin önemi vurgulanmıştır. Aynı gazetede yayımlanan başka bir yazıda ise “iki ülke arasındaki ilişkilerin dönüm noktası” ifadesine yer verilmiştir. Bunun yanında Hemdili gazetesinde, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile Tacikistan Cumhurbaşkanı Rahman arasında geçen görüşmede tercümana ihtiyaç duyulmamasına dikkat çekilerek İran ile Tacikistan arasındaki ortak dilsel, tarihsel ve kültürel değerlerin iki ülkeyi diğer Orta Asya ülkelerine kıyasla birbirlerine daha da yakınlaştırdığı ifade edilmiştir. Ayrıca Tacikistan’ın ekonomik ve siyasi alanlardaki bölgesel iş birliğinde önemli bir potansiyel olabileceğine bunun yanında İran’ın dünya enerji piyasalarına ulaşmasında etkin bir rol oynayabileceğine yer verilmiştir. Genellikle geleneksel sağ muhafazakâr cenahı temsil eden Risalet gazetesi, Reisi hükûmetinin komşularla ilişkileri güçlendirme noktasında kararlı olduğu değerlendirmesinde bulunurken İktisad-ı Puya gazetesinde, İran-Tacikistan ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığı ifade edilmiştir. Ülkenin en eski yerel gazetesi olarak kabul edilen ve hâlihazırda ülke genelinde yayımlanan Horasan gazetesi ile muhafazakâr çizgideki Vatan-ı İmruz gazetesinde; Devrim Rehberi Hamenei’nin söz konusu ziyarette ifade ettiği İran ve Tacikistan’ın Afganistan’daki ortak güvenlik kaygılarına yönelik açıklamaları ön plana çıkartılmıştır. Son dönemlerde eleştirel tutumlarıyla ön plana çıkan köklü gazetelerden Cumhuri-yi İslami gazetesi de benzer bir çerçeve çizmiştir. Ayrıca İttilaat, Keyhan, İran, Cevan ve Hemşehri gibi ülkenin önde gelen diğer birçok gazetesinde; Hamenei’nin “İran’ın yaptırımlara rağmen çeşitli alanlarda ilerleme kaydettiği” yönündeki açıklaması ön plana çıkartılmıştır.
İran basınının Tacikistan Cumhurbaşkanı Rahman’ın Tahran ziyaretine yönelik tutumuna bakıldığında genel itibarıyla iki ülke arasında ekonomik, siyasi ve ticari alanlardaki iş birliğinin gelişmesinin önemine yer verildiği görülmektedir. Bunun yanında İran’ın Tacikistan’ı ilk tanıyan ülke olması vurgulanarak İran’ın Tacikistan ile diğer Orta Asya devletlerine kıyasla daha güçlü tarihî, kültürel, dinî ve dilsel bağları bulunduğuna dikkat çekildiği gözlemlenmiştir. Ayrıca söz konusu ortak bağlara dayanarak siyasi, ekonomi ve ticari ilişkilerde de ortak bir anlayışla hareket edilebileceği değerlendirilmesinde bulunulduğu tespit edilmiştir.
Yargı Erki Başkanı’nın Basın Kanunu’nun Değiştirilmesine Yönelik Açıklamaları
İran basınında ön plana çıkan diğer bir gelişme, Yargı Erki Başkanı Gulamhüseyin Muhsin Ejei’nin Basın ve Politika Jüri Heyeti üyeleriyle düzenlediği toplantıda, “Devrim’den bu yana Basın Kanunu’nda birçok kez değişiklik veya reform yapılmış olup mevcut şartlar ve gereksinimlerden hareketle benzer bir adım atılması gerekmektedir.” yönündeki açıklamalarıdır. İbtikar gazetesi, söz konusu açıklamayı, “Ejei, Basın Kanunu’nun Değiştirilmesine Yeşil Işık Yaktı” manşetiyle okuyucuya sunmuştur. Yeşil Hareket’in liderlerinden Mehdi Kerrubi’nin partisi olan İtimad-ı Millî Partisine bağlı İtimad gazetesi de konuyu aynı çerçevede derinlemesine irdelerken Arman-ı Millî gazetesi de benzer bir şekilde çok yönlü bir zeminde işlemiştir.
İran basınında söz konusu açıklamanın daha çok reformcu yayın politikası izleyen gazeteler tarafından ön plana çıkartıldığını belirtmek mümkündür. Buna karşılık İttilaat gibi muhafazakâr çizgideki gazetelerde ise daha çok Ejei’nin aynı toplantıdaki yolsuzluk gibi konulara ilişkin ifadelerine yer verildiği gözlemlenmiştir.
İmam Humeyni’nin Vefat Yıl Dönümü
İran İslam Cumhuriyeti’nin kurucusu Ruhullah Humeyni’nin 33. vefat yıl dönümü, İran basınında bu hafta konu edinilen diğer bir husustur. Devrim Rehberi’nin uhdesinde faaliyet gösteren aşırı radikal Keyhan gazetesi, “Hamenei Başka Bir Humeyni” sloganını manşetine taşımıştır. Reformcu cenaha yakınlığıyla bilinen İtimad gazetesinin “Humeyni ve Uluslararası Sistem; İdealizm ve Realizm” manşetini taşıyan yazısında, Humeyni’nin fikir ve görüşlerine yer verilmiştir. Hemşehri gazetesinin “Batmayan Güneş” manşetli yazısında Humeyni’nin hayatı derinlemesine işlenmiştir. Horasan gazetesinde, “Yeni Asır’da İmam Humeyni Ekolünün Bakiliği” başlığına yer verilerek Humeyni’nin fikirleri üzerine tartışılmıştır. İran gazetesi ise İmam Humeyni hakkında 200 rivayeti ilgilisine sunmuştur. Diğer yayınlarda da benzer bir çerçeve çizilmiştir.
İran basınında genel itibarıyla Humeyni, şahsi ve siyasi hayatı ile fikirlerinden bahsedilerek yad edilmiştir. Bazı gazetelerde 1960’larda Velayet-i Fakih teorisi olarak ortaya attığı İslam Devleti düşüncesi ön plana çıkartılmıştır.